|
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
Sık Sorulanlar
Cinsellik Ve Enfeksiyonlar
|
Cinsel yolla bulaşan
hastalıklar insanlık tarihi kadar eski olup gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerde en önemli halk sağlığı sorunlarından birini oluşturmaktadır.
Başlıca bulaşma yolunun koruyucu bariyer olmadan
penisin ağıza, vajinaya ya da anüse penetrasyonu ile gerçekleşen cinsel
ilişki olduğu bir grup bulaşıcı hastalığa cinsel yolla bulaşan hastalıklar
denmektedir. Bunun dışında anneden bebeğine bulaşma ve kan ve kan ürünleriyle
bulaşma da cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşma yolları arasındadır. |
Pek çok gelişmekte olan ülkede cinsel yolla bulaşan hastalıklar yetişkinlerin
sağlık kurumlarına başvurma nedeni olan ilk beş hastalık içerisinde yer
almaktadır.
Bu hastalıklar hem toplumlar üzerine ciddi ekonomik yükler getirmekte hem de
çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri olan AIDS hastalığına yol açan
HIV virüsünün yayılımını kolaylaştırabilmektedirler.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan bir kısmı belirtisizdir. Kişi herhangi
bir rahatsızlığı olmadığı için sağlık kuruluşlarına başvurmaz ve böylece
tanısı ve tedavisi gerçekleşemez. Yakınma ve belirti olduğu durumlarda da
kişiler bazı önyargılar ve utanma ya da hizmete ulaşamama nedeniyle yine
sağlık kuruluşlarına başvurmayabilir ve yine tanısı ve tedavisi
gerçekleşmeyebilir. Sağlık kuruluşlarına başvuranlar ise her zaman doğru tanı
ve tedaviyi alamayabilirler. Ayrıca bu hastalıkların tedavisi için standart
koşullara uygun ve kabul gören sağlık merkezlerinin sayısı da oldukça azdır.
Böylece toplumdaki cinsel yolla bulaşan hastalıkların aslında çok az bir
kısmı doğru tanı ve tedaviye ulaşabilir.
Ülkemizdeki cinsel yolla bulaşan hastalıklar gelişmiş ülkelerdekinden çok
daha fazladır. Ancak ülkemiz koşullarında prevelans ve insidans çalışmaları
yapmak oldukça zor olduğundan gerçek rakamlar bilinememektedir.
Cinsel yolla,cinsel ilişki ilebulaşan hastalıkları
geçişini hangi
davranışlar etkiler?
-
Yakın zamanda cinsel eş
değiştirmek,
-
Birden fazla cinsel eşe
sahip olmak,
-
Cinsel eşin birden çok
cinsel eşinin olması,
-
Seks işçileri, onların
müşterileri ile cinsel ilişkide bulunmak,
-
Cinsel
yolla bulaşan hastalıklar
belirtisi olanlarla cinsel ilişkiyi sürdürmek,
-
Cinsel
yolla bulaşan hastalıkları
olanların cinsel eşlerini tedavi olmaları konusunda bilgilendirmemesi.
Cinsel yolla ,cinsel ilişki ,cinsellik ile bulaşan hastalıkların
geçişini hangi
biyolojik faktörler etkilemektedir?
-
Yaş:
Genç kadınlar vaginal mukoza ve servikal doku özellikleri nedeniyle
enfeksiyona daha duyarlıdır.Kadınların erken yaşta evlendirilmeleri de
erken yaşta cinsel aktif olmaları nedeniyle enfeksiyon risklerini
arttırmaktadır.
-
Cins:
Penetratif ilişkide daha geniş mukoza yüzeyi teması söz konusu olduğundan
enfekte erkekten kadına CYBH geçme olasılığı enfekte kadından erkeğe
bulaşma olasılığına göre daha fazladır.
-
Sünnet:
Sünnetsiz erkekler sünnetli erkeklere göre daha yüksek CYBH riski
altındadır.
Hangi sosyal fatörler
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların geçişini
etkilemektedir?
-
Güvenli cinsel ilişki
konusunda yetersiz bilgi,
-
Kondom (prezervatif)
elde etme ya da satın almada güçlük,
-
Kondomdan hoşlanmamak,
-
Kültürel dinsel
inançlar,
-
Alışılmış, vazgeçilmesi
güç cinsel ilişki davranışı,
-
Yoksulluk.
Yapılan
araştırmalar 19 yaş üzerinde erkeklerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar
sıklığının kadınlara göre daha fazla olduğunu göstermektedir. Bunun nedenleri
arasında erkeklerin daha fazla cinsel aktif olması, kadınlara göre daha fazla
eş değiştirmesi, erkeklerin büyük kısmının paralı seks satın almaları,
kadınlarda bu hastalıkların çoğu zaman belirtisiz olması ve kadınların bazı
sosyo-ekonomik nedenler yüzünden sağlık kuruluşlarına başvurmamaları
sayılabilir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklara nasıl yaklaşılmadır?
WHO
tarafından önerilen bu yaklaşım hastanın yakınmalarına ait belirtiler ve
muayene sırasında gözlenen bulgulardan yola çıkarak etkene ulaşmayı içeren
bir yaklaşımdır.Bu yaklaşım aşağıdaki tablodaki gibi özetlenebilir:
SENDROM |
BELİRTİLER |
BULGULAR |
OLASI
ETYOLOJİ |
Vaginal
akıntı |
Vaginal
akıntı |
Artmış
vaginal akıntı |
Vaginit: |
Vaginal
kaşıntı |
·
Trikomoniyazis |
Dizüri |
·
Kandidiyazis |
Ağrılı
cinsel ilişki |
·
Bakteriyel vajinozis |
|
Servisit: |
|
· Gonore |
|
·
Klamidya |
Üretral
akıntı |
Üretral
akıntı |
Üretral
akıntı |
· Gonore |
Dizüri |
·
Klamidya |
Sık
idrar yapma |
|
Genital
ülser |
Genital
yaralar |
Genital
ülser |
·
Sifiliz |
Büyümüş
inguinal lenf nodülleri |
·
Şankroid |
|
·
Genital Herpes |
Kasık
ağrısı(pelvik ağrı, alt karın ağrısı) |
Kasık
ağrısı |
Vaginal
akıntı |
· Gonore |
Ağrılı
cinsel ilişki |
>38 ° C
ateş |
·
Klamidya |
|
Palpasyonla kasıklarda hassasiyet |
·
Anaerob etkenler |
Skrotal
şişme |
Skrotal
ağrı ve şişme |
Skrotal
şişlik |
· Gonore |
·
Klamidya |
Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda
danışmanlık hizmeti nasıl
verilmelidir?
Danışmanlık hizmetten yararlanmak üzere başvuranın, konu ile ilgili özel
eğitimi ve birikimi olan biri ile etkileşim sürecidir. Bu süreçte kişinin
sorunu, nedenleri, sorunla ilgili neler yapılabileceği, hangi hizmetlerden
nasıl yararlanabileceği, sorunun tekrarından nasıl korunulacağı konularında
birlikte tartışılıp kişiye kendine en uygun seçeneği bulma konusunda yardımcı
olunmalıdır. Bu süreçte kişi sorunuyla ilgili doğru bilgilere sahip olmanın
yanında riskli davranış kalıplarının farkına varıp bunlardan kaçınma
yollarını anlayabilmeli ve yaşam tarzına uygun çözümler bulup olumlu davranış
değişikliklerine adım atmalıdır. Başarılı bir hizmet:
-
Kişi haklarını bilip
saygı göstermeyi,
-
Duyarlı ve özenli
yaklaşımla güven duygusu yaratmayı,
-
Başvuranın katılımının
güçlendirilmesi konusunda becerikli olmayı,
-
Üreme sağlığı, aile
planlaması, cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda bilgi ve önerilerini
başvuranın koşullarına uyarlayabilmeyi,
-
Başvuran kişinin dinsel,
geleneksel ve kültürel durumunu anlayıp önyargısız davranmayı,
-
Gerekli bilgi ve
önerileri yalın bir şekilde kişiyi yönlendirmeden sunabilmeyi,
-
Soru sorulmasına ve
iletişime uygun bir ortam yaratılmasını
-
Kişiye yararlı
olunamadığı takdirde vakit geçirmeden uygun kişilerden yardım isteyebilmeyi
içermelidir.
Cinsel
yolla bulaşan hastalıklar gibi bilgi sahibi olunduğunda ve gerekli davranış
değişiklikleri konusunda güçlenildiğinde hastalıklardan uzak kalmanın mümkün
olduğu durumlarda etkili ve nitelikli danışmanlık hizmeti çok önemlidir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda
tedavi nasıl yapılır?
Etkeni
bakteri olan belsoğukluğu, bakteriyel vaginoz, başlangıç dönemindeki frengi
ve etkeni
mantar olan
kandidoz antibiyotikler ya da antifungallerle kolay tedavi edilir. İlaçlar
ağız yolu ile, şırınga edilerek veya deri ve mukozadaki lezyon üzerine pomat
şeklinde sürülerek kullanılır. Trikomoniyaz, uyuz ve kasık biti bitlenmesi de
kolay tedavi edilir. Hepatit B, genital herpes, genital siğil ve HIV
enfeksiyonu etkeni olan viruslar üzerine kesin etkili ilaçlar bulunmadığından
kolay etdavi edilemezler. Genital herpes ve genital siğil tedavi edildiğinde
belirtileri iyileşir, ancak çok defa nüküs ettikleri (tekrarladıları)
görülür. Hepatit B de belirtilerin düzelmesi için bazı ilaçlar kullanılır ve
hastalık zamanla iyileşmeye bırakılır. HIV enfeksiyonunun bugün için kesin
tedavisi yoktur. Ancak HIV li kişilerin daha uzun ve sağlıklı yaşamalarını
sağlayacak bazı ilaçlar kullanılmaktadır. Antibiyotik tedaviniz bittikten
sonra, laboratuvar muayenelerini tekrar ettirilip etkenin varlığı yeniden
araştırılmalıdır. Tedaviden sonra yine de hastalık belirtileri varsa, aynı
zamanda birden fazla hastalığın bulunduğu düşünülmeli ve tedavi buna göre
şekillendirilmelidir. Ayrıca tedavi sırasında mutlaka cinsel eşlerinde
tedaviye katılması sağlanmalıdır.
Tedavi edilmezse belsoğukluğu, klamidiyoz, üretrit ve servisit kısırlığa,
frengi çeşitli organlarda harabiyete sebep olur. Tedavi edilmeyen cinsel
yolla bulaşan hastalıklarda hastanın yakınmaları devam eder. Bazen belirtiler
kaybolur ancak hastalık kendiliğinden iyileşmez. Kişi taşıyıcı durumundadır.
Hastalığı cinsel partnerlerine bulaştırmaya devam edebilir. Kişi tedavi
edilerek bu taşıyıcılık durumundan kurtarılır.
Başlıca cinsel yolla bulaşan hastalıklar
hangileridir?
HIV
İNFEKSİYONU VE AIDS
AIDS
in etkeni HIV "Acguired Immune Deficiency Syndrome" kelimelerinin baş
harflerinden oluşmuştur ve "Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu"
demektir. HIV girdiği vücutta enfeksiyon oluşturur. Özellikle CD4+T
lenfositlerine yerleşir. Vücuda giren mikropları harap etme görevi olan CD4+T
hücreleri artık bu görevi yapamaz ve vücudun bağışıklık sistemi giderek
zayıflar. Bunun sonunda vücudun mikroplara karşı koyma yeteneği azalır ve ve
yok olur. HIV enfeksiyonlunun ve AIDS hastasının kanında, sperm sıvısında
veya vagina sıvısında HIV bulunur. HIV kan nakli ile, HIV li kan bulaşmış
kesici ve delici aletlerle, şırınga ve iğnesi ile bulaşır. En önemli bulaşma
yolu cinsel ilişkilidir ve her türlü (vaginal, anal, oral) cinsel ilşki ile
bulaşır. Sperm sıvısı, vagina sıvısı ve adet kanında bulunan HIV ın ağıza
girmeside bulaşmaya sebep olur. Gebelikte, doğum sırasında ve süt emzirmede
anneden bebeğine HIV bulaşabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkları olanlar
AIDS e daha duyarlıdırlar.
Tanıda kullanılan anti-HİV testi ile kanında antikor bulunan kimseye "HIV
pozitif" kişi denir. HIV taşıyıcısı enfeksiyonunu başkalarına bulaştırabilir.
Antikorlar HIV vücuda girdikten 3 ay sonra oluşurlar. Şüpheli durumdan 3 ay
geçmeden test yapılmamalıdır. HIV enfeksiyonu başladıktan sonra AIDS
hastalığının oluşması için geçen dönem 5-15 yıl gibi çok uzundur. Bu süre
içinde kişi hiçbir belirti hissetmeyebilir. Bu süre sonunda zayıflayan
bağışıklık sistemi pek çok hastalığa açık hale gelir. HIV enfeksiyonunda HIV
e karşı antikorlar oluşursa da bu antikorlar CD4+Thücrelerinin içine
yerleşmiş olan HIV e etkili olmazlar. Direnci azalan vücutta, HIV in etkisi
yanında çeşitli mikroplar (bakteri,mantar, virus, protozon) deri, solunum,
sindirim, merkez sinir sistemi gibi muhtelif doku ve organlara yerleşip
hastalık oluştururlar; bunlara "fırsatçı enfeksiyonlar" denir. Ayrıca direnci
kırılmış vücutta Kaposi sarkomu ve lenfoma gibi kanserler gelişebilir. HIV
enfeksiyonu başladıktan sonra, kişinin yaşam koşullarına ve vücut direncine
göre AIDS hastalığı belirtileri yılar sonra ortaya çıkar. AIDS li hasta çok
defa fırsatçı enfeksiyonların oluşturduğu komplikasyon sonucu ölür.
AIDS in bugün için kesin tedavisi yoktur. Ancak tedavideki son gelişmeler
hastaların daha uzun ve nitelikli bir ömür sürmelerini sağlamaktadır
HEPATİT B Virüsü ( B TİPİ SARILIK)
Etken
olan Hepatit B virusu karaciğer iltihabına( hepatit) neden olur. Kuluçka
süresi 2-6 ay arasında değişir. Belirtileri yorgunluk, halsizlik, bulantı,
karın ağrısı, bazen eklemlerde ağrı ve ateştir. Daha sonra sarılık belirir;
gözlerin beyaz kısmı, bazen deri sararır. İdrarın rengi koyulaşır, dışkının
rengi çok açılır. Belirtiler haftalarca bazen aylarca kalır. Hepatit B
vakalarının %90 ında virus vücuttan tamamen yok olur ve belirtiler kaybolur;
%5-10 vakada virus vücutta kalır, antikorlar meydana gelmez ve kişi taşıyıcı
olur. Taşıyıcıda belirti yoktur ve sağlıklı görülür %1 hepatit B vakası
iyileşmez ve ölümle sonuçlanır. Virus infekte kişinin kanında, sperminde
vagina sıvısında, ve tükürüğünde bulunur. Özellikle kanla ve cinsel ilişki
ile bulaşır. Son yayınlarda oral bulaşmadan da söz edilmektedir. Kan nakli
için alınan kanlar test edilmekte ve kan yoluyla bulaşan hastalıklar
konusudna taranıp öyle transfüzyonuna izin verilmektedir. Kişide hepatit B
varsa kanı başkasına verilmez. Kanla bulaşmadan korunmak için viruslu kanla
temas etmemelidir. Şırınga ve iğne, diş fırçası ve traş makinası bulaşmaya
neden olabilir. Akut HBV enfeksiyonu tedavisinde etkene yönelik tedavi
yoktur. Genellikle genel durumu düzeltmeye yarayan destekleyici önlemler
kullanılır. Kronik enfeksiyonlarda ise viral replikasyon değerlendirilerek
gerekirse interferon uygulanabilir. Vakaların %40 ında bu tedavi başarılı
olabilmektedir. Bunun yanı sıra antiviral ilaçlar örneğin AIDS tedavisinde de
kullanılan Lamivudine in HBV tedavisinde de etkili olduğunu gösteren
çalışmalar vardır. Nadir olarak taşıycıda kronik karaciğer iltihabı ve daha
sonra kanser oluşur. Hepatit B den korunmanın en önemli yolu aktif
bağışıklamadır.
BEL
SOĞUKLUĞU (GONORE)
Çok
yaygın görülen bu hastalığın etkeni gonokoklardır. Hastalığın kuluçka süresi
2-6 gündür. Üretra (dış idrar yolu), vagina, anüs, ve boğaz mukozası
iltihaplanır. Erkekte üretra ağzından sarı yeşilimsi akıntı mevcuttur. İdrar
yaparken yanma ve ağrı vardır, sık sık ve az miktarda idrara çıkılır. Bazen
hiç belirti olmayabilir. Kadında çoğunlukla belirti yoktur. Normalde görülen
vagina akıntısı artabilir, yeşil veya sarı renkte ve kötü kokuludur. İdrar
şikayetleri bulunabilir. Kadında ve erkekte akıntı ağıza bulaştığında boğaz
enfeksiyonu olur, ağız içi ve boğaz kızarır ve ağrı vardır. Anüs infekte
olduğunda genellikle belirti olmaz, anüste yanma ve hafif ağrı olabilir,
dışkıda müküs ve kan görülebilir. Gonokok göze bulaştığında göz iltihabı
yapar. Doğum sırasında çocuğun gözüne bulaşıp iltihaplanmasına sebep
olabilir. Belsoğukluğu kolay tedavi edilir. Kas içine uygulanan seftriakson
ile birlikte doksisilin veya tetrasiklin türevleri ile tedavi yapılır.
Hastanın cinsel eşine de tedavi verilir ve cinsel perhiz önerilir. Tedavi
edilmezse, erkekte ve kadında infertiliteye neden olabilir.
FRENGİ (SİFİLİZ)
Frengi çok tehlikeli, kuluçka süresi 2-12 hafta olabilen bir hastalıktır.
Frenginin etkeni spiroket cinsinden treponema pallidumdur.Kronikleşmeye
eğilimlidir ve başlangıcından itibaren sistemik belirtiler verebilir. İlk
yerleştiği yer penis, vagina anüs va ağız olabilir. Frengide bir veya daha
fazla sayıda, üstü açık, bir cm boyutlarında sert ve ağrısız "şankır" denilen
yaralar oluşur. Vagina ve anüsün içinde olduğunda şankır görülemez. Etken
daha sonra kan yolu ile bütün vücuda yayılır. Kasık ve boyun lenf bezleri
şişebilir. Tedavi edilmezse de şankır kendiliğinden iyileşir. Şankırın
iyileşmesi hastalığın geçtiği anlamına gelmez, frenginin ikinci dönemi
başlar; ellerde, ayaklarda ve vücudun diğer kısımlarında kırmızılıklar oluşur
ve bir süre sonra geçer. Ayrıca baş ve boğaz ağrısı, ateş yorgunluk, saç
dökülmesi, genital bölgede siğile benzer döküntüler olur. Tanıda serolojik
testler ( VDRL, RPR) kullanılır. Gebelikte anneden çocuğa frengi geçer.
Frengi penisilin tedavisi ile tamamen iyileşebilir. İlk ve ikinci dönemde
tedavi edilmezse etken vücutta kalır ve hastalığın uyuyan dönemi başlar. Kişi
hastalığın farkında değildir, ancak yapılan test hastalığı belirler. Yıllar
geçince beyin harabiyeti sonucu akıl hastalığı, omurilik harabiyeti sonucu
felç, kalp hastalıkları, körlük ve kemik iltihapları ortaya çıkar.
BAKTERİYEL VAGİNOZ
Vaginada, normalde bulunan laktobasillerin asit üretimi ile, ortam asit
reaksiyondadır ve birçok bakteri vaginada üreyemez. Antibiyotik kullanımı
gibi sebepler laktobasilleri etkileyerek reaksiyonunu azaltır ve bu ortamda
çeşitli bakteriler, özellikle anaerop bakteriler ve mantarlar üreyebilir.
Bakteriyel vaginoz etkeni olan Gardnarella vaginalis şartlar uygun olduğunda
vaginada üreyip iltihap yaparak bakteriyel vaginoz oluşturur. Bu hastalıkta
vaginadan kötü kokulu akıntı gelir, vaginada kaşıntı olabilir. Erkek infekte
olsa da beliti görülmez. Belirti görüldüğünde tedaviye başlanır ve kolay
tedavi edilir. Tedavide genelde metranidazol kullanılır.
KLAMİDİYOZ (KLAMİDYA ENFEKSİYONU)
Çok
yaygın görülen bu hastalığın etkeni chlamydia trachomatis adlı
mikroorganizmadır, hastalığın kuluçka süresi 1-2 haftadır. Kadında servisit
ve üretrite neden olur. Erkekte peniste akıntı olur, çoğunlukla sabahları bir
damla şeffaf akıntı,dizüri görülür. Kadında vagina mükopürülan akıntı,dizüri,
vulva ve perinede hafif kaşıntı ve karın ağrısı olur. Klamidyozda bazen hiç
bir belirti görülmeyebilir, fakat kişi bulaştırıcıdır. Bel soğukluğu ile
birlikte bulunabilir. Doğum sırasında anneden bebeğine bulaşabilir. Klamidyoz
kolay tedavi edilebilir. Tedavi edilmezse; kadında salpenjite, ektopik
gebeliklere ve infertiliteye neden olabilir. Erkekte de infertiliteye yol
açabilmektedir. Tedavide doksisilin, tetrasiklin, azitromisin ya da
ofloksasin seçeneklerinden biri kullanılmalıdır.
KANDİDA VAJİNİTİ
Etkeni kandida cinsi mantarlar, özellikle Candida albicans tır. Hastalık
hafif seyirlidir. Cinsel ilişki olmadan da insana bulaşabilir. Fazla
yorgunluk, stres, OKS kullanımı diyabet, gebelik, fazla ve uzun süreli
antibiyotik kullanımı enfeksiyonu kolaylaştırır. Kuluçka dönemi 2-5 gündür.
Kadınların çoğunda özellikle gebelikte hiç bir belirti yoktur. Kadınlarda
disparoni, dizüri, vaginadan peynirimsi beyaz akıntı, vulvada yanma ve
kaşıntı, vajen ve vulvada ödem ve hiperemi görülebilir. Erkekte çoğunlukla
belirti görülmez, penisin ucunda kızarma ve kaşıntı olabilir. Tedavi
kolaydır, antimikotik maddeler kullanılır. Belirtiler olduğunda tedaviye
başlanmalıdır.
ÜRETRİT VE SERVİSİT
En
sık görülen nedenleri Neisseria gonorrhoeae ve Chlamidia trachomatis dir.
Servisiti olan kadınlarda anormal vaginal akıntı olabilirse de çoğu zaman
semptom yoktur. Çoğu zaman farklı nedenlerle yapılan jinekolojik muayenelerde
saptanır. Başlıca iki tip semptomatik servisit vardır:
Enfeksiyöz:
Servikal kanal epitelinde enfeksiyon vardır. Epitel serviksin dış ağzından
vajene doğru dışa dönmüştür. Eğer tedavi edilmezse uterus ve adneksleri
tutarak PID ye neden olur.İki ana nedeni gonore ve klamidyadır.
Ektopik: Normal
kanal epiteli vajene doğru kanal dışına dönmüşütr. 16 yşından küçüklerde ve
oral kontraseptif kullananlardadaha sık görülür. 35 yaş üzeri kadınlarda
çoğunlukla neden mekanik, kimyasal travmalar veya HPV gibi viral
enfeksiyonlardır.Tedavi etkene yönelik yapılmalıdır. Tedavi edilmezse
infertiliteye (kısırlığa) neden olabilir.
GENİTAL HERPES
Tedavisi olmayan tekrarlayan ülserlerle karakterize viral bir
hastalıktır.Olgularda özellikle HSV-2 yanında az olarak HSV-1 ile
enfeksiyonda sözkonusudr. Bulaşma cinsel ilişki ile olur.Kuluçka süresi 2-20
gündür. Hastalık kaşıntılı ve yanmalı lokalize eritemli bir plkala başlar.
Daha sonra eritemli zeminde veziküller ve bu veziküllerin spontan rüptürü ile
ortaya çıkan girintili çıkıntılı kenarlı ülserlerin görülmesi hastalık için
tipiktir.Ateş, halsizlik, ağrılı LAP lar görülebilir. Primer enfeksiyondan
sonra rekürren enfeksiyonlar görülür. Tedavide ilk epizodda ve rekürren
epizodlarda asiklovir kullanılır.Cinsel eşde tedavi edilmelidir.
GENİTAL SİĞİL (KONDİLOMA AKÜMİNATUM)
Genital ve anal siğillerin nedeni human papilloma virüstür. Kuluçka dönemi
9-12 aydır. Lezyonlar tek ya da çok sayıda, yumuşak, ağrısız, karnıbahar
görünümünde olup genelde anüs, vulvovajinal bölge, penis, üretra ve perinede
yerleşir.Tnı tipik görünüme dayanır. Cinsel ilişki ile bulaşır. Tedavisi çok
doyurucu değildir. Tedavide kriyoterapi, podofilin, veya trikloroasetik
asitkullanılır. Servikal kanserlerle ilintilendirilmektedir.
MOLLUSKUM KONTAGIOZUM
Etkeni poxvirus grubundan Molluscum contagiosum dur. Cinsel ilişki dışında
vücut teması veya ortak kullanılan havlu ya da eşyayla da bulaşabilir.
Kuluçka süresi 1 hafta ile 6 ay arasında değişir. 2-4 mm çapında, bazen daha
büyük, kül renginde inci gibi siğile benzer nodüller oluşur, tek tek ya da
gruplar halinde görülür. Nodüller genital bölgede, kollarda, bacaklarda, ve
saçlı deride bulunabilir. Kaşınma ve ağrı olabilir. Çoğunlukla kendiliğinden
iyileşme görülür. Tedavide her lezyon sıkılıp içindeki peynirimsi madde
çıkarılır ve içine fenol uygulanır.
TRİKOMONİYAZİS
Etkeni protozoon cinsinden Trichomonas vaginalisdir. Kdınlarda vajen ve
serviksde erkekde üretra ve prostatda enfeksiyona neden Oldukça yaygın, hafif
seyirli, kuluçka süresi 4-20 gün olan bir cinsel yolla bulaşan
hastalıklardır. Vücutta uzun süre bulunduğu halde belirti vermeyebilir.
Erkekte belirti çok seyrek görülür. Bazen sabahları penisin ucunda hafif bir
akıntı olur, idrar yaparken hafif yanma olabilir. Kadında da semptom
olmayabilir ya da vaginal akıntı,vajen ve vulvada kaşıntı şikayeti olabilir.
Akıntı köpüklü, sarı yeşil renkte ve çok kötü kokulu olabilir, bazen ağrı
vardır. Tedavide metronidazol kullanılır. Eşlerin tedaviside önemlidir.
UYUZ
Uyuz
hastalığını oluşturan parazit kene türü Sarcoptes scabiei dir. Dişi parazit
deride incecik tüneller açarak yumurtalarını bırakır. 3-4 gün sonra
yumurtalar açılır ve 18 günde parazit erişkin şekle geçer. Uyuz fazla kaşıntı
yaparak rahatsızlık verir. Tipik olan parmak aralarındaki kaşıntılardır. Uyuz
kişi ile yakın temasta parazitin geçişi sonucu bulaşır. Böcekler vücuda
geldikten 3 hafta sonra vücutta çoğunlukla akşam ve gece kaşıntı başlar,
kaşıntı yatakta çok artar, özellikle bilekte ve parmaklar arasında,
kırmızı-mor nokta şeklinde tünellerin ağızları görülür. Genital bölgede de
küçük morumsu noktalar görülebilir. Fazla kaşıntı derinin yaralanmasına sebep
olur. Uyuz tedavi ile kolayca iyileşir. İlaçla ölen uyuz parazitleri deride
allerjik reaksiyon yapabilir ve kaşıntıya sebep olurlar. Birlikte yaşayan
kişilerin beraber tedavi olmaları gerekir.
KASIK BİTİ
Kuvvetli bacakları ile kıla tutunan kasık biti özellikle pubisteki, kasıktaki
ve genital bölgedeki kıllara yerleşir. Vücudun ön kol, göğüs gibi diğer
kısımlarına da yerleşebilir. Deriden kan emer ve kaşıntı yapar. Deride
kırmızı morumsu lekeler görülür. Tedavisi kolaydır, bit öldüren ilaçlar
deriye sürülür. Bir hafta sonra tekrar ilaç sürerek yumurtadan çıkan yavrular
da öldürülür. Tedaviye başlandığında çamaşırlar, yatak takımları ilaçlanıp
yıkanmalı, kasık biti ve yumurtalarından arındırılmalıdır.
HPV Tedavisi
Genital
Siğiller, Kondilom (HPV) Genel Bilgiler
Genital
Siğillerin, Kondülomların Tedavisi
Rahim
Ağzı Kanseri, HPV Aşısı
Dış
Jenital Bölgede Kaşıntı Ve Tanısı Tedavisi
Gebelerde
(Hamilelerde) Genital Siğiller, Kondülom
Bartolin
Kisit Ve Bartholin Absesi
Kısırlık,
İnfertilite Sebepleri Nedir?
Gebelerde
(Hamilelerde) Cinsel Yolla Geçen Hastalılar
Geri
|
|
|