|
Mezoterapi Ve Kadın..
|
Mezoterapi nedir?
Bir hastalığın ilaçlarla tedavisi genellikle iki şekilde
yapılmaktadır. Bunlardan biri sistemik tedavidir ki bu tedavide
ilacın tümünün bütün vücuda dağılması söz konusudur. Diğeri de
lokal tedavidir ki bunda da verilen ilacın özellikle uygulandığı
alanda bir potansiyel ve dolayısıyla bir etki oluşturması
amaçlanmaktadır. Sistemik tedavi kapsamına, ağızdan alınan
ilaçlar, adale ve damardan verilen ve fitil şeklinde kullanılan
ilaçlar v.s. dahildir. Lokal tedavi kapsamına da hastalığa
yönelik olarak kullanılan pomad, krem ve spreyler, eklem içi
enjeksiyonlar, bölgesel etki amaçlanan fitiller, göz ve
kulak-burun-boğaz hastalıklarında kullanılan lokal etkili
çeşitli ilaçlar ve nihayet aşağıda tarifi yapılan MEZOTERAPİ
dahildir. |
Mesoterapi bir ilaç tedavisidir ve bölgesel hastalıkların doğrudan
doğruya ve en kısa yoldan tedavi edilmesini amaçlar. Hastalığa yönelik
olarak verilmesi gereken ilaçlar, hastalığın veya ağrının olduğu bölgeye
ince ve 2-4-6 mm. uzunluğunda iğnelerle birkaç noktadan verilmekte ve
böylece hasta olan bölgede ilaçlardan fayda görecekse bu tedavi yöntemi
ile daha kolay fayda görmektedir. Mezoterapi ile hasta olan bölge
hedeflenmektedir, çünkü vücutta sadece bu bölgenin ilaca ihtiyacı
vardır. Diğer, yani sağlam bölgelerin bu ilaca ihtiyacı yoktur.
Mezoterapide amaç, ilaçları mümkün olduğunca az ve seyrek aralıklarla
vermektir ve hastalığın olduğu bölgeye en kısa yoldan ulaşmaktır.
Mezoterapide ilaçlar cildin kanlanması bol olan bölgesine verilmektedir.
İlaç bu bölgedeki kılcal damarlar aracılığı ile yakınındaki hasta olan
bölgeye dağıtılmaktadır. Dolayısıyla vücuda az miktarda ilaç geçmekte,
ancak hasta olan bölgeye geçen ilaç miktarı fazla olmamaktadır. Oysa
bölgesel bir hastalıkta sistemik yoldan verilen ilaçların tedavisel
etkilerinin çok azalacağı ve %3-5 civarında olacağı ifade edilmektedir.
Bu miktarın da lokalize bir hastalığı iyi edebilecek seviyede olmadığı
aşikardır. Bu durumda ilacın önemli kısmı ilgisi olmayan bölgeye, yani
sağlam bölgeye gidecektir.
Mezoterapinin uygulandığı hastalıklar hangileridir?
Mesoterapi pek çok branşla ilgili hastalıklarda uygulanmaktadır. Bu
hastalıklar daha ziyade lokalize veya bölgesel hastalıklardır. Bu
hastalıkların birçoğu bölgesel tedavi ile iyi olabilmektedir. Sistemik
yoldan verilecek ilaçlarla bu tür hastalıkları tedavi etmek daha güçtür.
Mezoterapinin özellikle etkili olduğu hastalıklar vardır. Bunların
başlıcaları şunlardır:
-
İltihabi olmayan ve ameliyat gerektirmeyen boyun, bel, diz, omuz,
sırt ve bilek kireçlenmeleri.
-
Lokalize kemik zayıflaması (bölgesel osteoporoz)
-
Ameliyat gerektirmeyen çeşitli yumuşak doku hastalıkları (tendinit,
periostit v.s.)
-
Adale
spazımları ve elongasyonları (gerilmeleri)
-
Ameliyat gerektirmeyen ayak bileği ve diğer eklemlerin burkulmaları,
-
Akut
(ani ve şiddetli) olmayan, tek taraflı ve orjininde ameliyat
gerektiren bir hastalığın olmadığı siyatik tarzındaki ağrılar
-
Tenisçi dirseği diye tabir edilen hastalıkta
-
Bacaklardaki toplar damar (ven) yetmezliklerinde
-
Zor
kapanan yaralarda,
-
Bölgesel saç dökülmelerinde ( hastalığa bağlı),
-
Selülitlerde,
-
Yüz
kırışıklıklarında,
-
Migrende,
-
Zonada,
-
Bazı
cilt hastalıklarında (dermatit),
-
Diş
eti hastalıklarında,
-
Ameliyat gerektirmeyen bir kısım spor yaralanlamalarında mezoterapi
uygulanabilmektedir.
Mezoterapinin yararları ve avantajları nelerdir?
Mezoterapi hekim tarafından uygulandığı için herşeyden evvel hastanın
tedavisi hekim kontrolü altındadır. İlaçların eksik, fazla veya yanlış
kullanılması söz konusu değildir. Hasta her seansa gelişinde hekim
tarafından izlenir. Mezoterapinin diğer avantajlarını şöyle sıralamak
mümkündür:
-
Genel
(sistemik) yoldan verilen ilaç dozuna oranla vücuda çok az miktarda,
hastalığın yayıldığı bölgeye bağlı olarak onda bir, ellide bir,
yüzde bir gibi oranlarda ilaç verilmektedir.
-
Özellikle kireçlenmelerde ağızdan uzun süre ilaç kullanmak
gerekebilir. Bu da mide şikayetlerine yol açabilir. Bu bazen hastayı
mide kanamasına kadar götürebilir. Bu durumda hasta, hem midesini
tedavi ettirmeye çalaşacak, hem de mide probleminden ötürü yeterince
gıda alamadığı için, genel sağlığı olumsuz yönde etkilenecektir.
-
Uzun
süre genel yoldan kullanılacak bir kısım ilaçlar karaciğer ve
böbreklerin çalışmasını ve kan tablosunu olumsuz yönde
etkileyebilecektir. Bu problemler mezoterapide söz konusu değildir.
-
Mezoterapinin kullanılmadığı durum ve hastalık yoktur.
-
Yaş
sınırı yoktur, her yaşta uygulanabilir.
-
Özellikle etkili olduğu hastalıklara uygulandığında kısa sürede
fayda salanabileceği için ilaç tüketimi daha az olacaktır.
-
Uygulanması basittir, tecrübeli bir hekim ağrı ile ilgili seansı
1-2, selülitlerle ilgili seansı 10-15 dakikada bitirir.
-
Tedaviden sonra alınması gereken özel bir önlem yoktur.
-
İlacın önemli kısmı hasta bölgede uzun süre kalacağından tedavisel
etki daha iyi olacak, bu arada vücudun sağlam kısımları yabancı bir
madde olan ilaçla bir anlamda kirletilmemiş olacaktır.
-
Belli
bir yaştan sonraki hastaların genellikle başka hastalıkları (şeker
hastalığı, yüksek tansiyon, kalb damar problemleri v.s.) mevcut
olduğundan bu hastalar bu rahasızlıkları için zaten ilaç almaktadır.
Dolayısıyla bir veya birden fazla ilaç eklemek ilaca bağlı yan
etkileri artırabilir. Oysa mezoterapide sadece hasta bölgeye çok az
miktarda ilaç verme sözkonusudur.
Mesoterapi de
ne gibi ilaçlar kullanılır?
Mezoterapide kullanılan ilaçlar, eczanelerde satılan ve klasik tedavi
uygulayan hekim tarafından ilgili hastalığa karşı verilebilecek
ilaçlardır. Ancak bu ilaçlar, Fransa Mezoterapi Cemiyeti Bilimsel Kurulu
tarafından aynı zamanda lokal olarak etki ettiği tesbit edilen
ilaçlardır. İlaçların çoğu doğal maddelerden yapılmıştır. Eczanelerde
mezoterapide kullanılabilen yüzden fazla ilaç vardır. Hekim, hastalığa,
hastalığın yayıldığı alana, ulaşılması gereken hedef organa göre, iki
veya üç ilaçtan meydana gelen karışımı seçer. Karışım kriterleri pek
çoktur ve değişkendir. Mezoterapi, uygulayan hekimin terapötik
alışkanlığı ve bilgisine göre yönlendirilebilir. Ancak mezoterapide
kullanılacak olan ilaç dozu az olmalıdır. Çünkü mezoterapide amaçlardan
biri, vücuda az ilaç vererek hastalığı iyi etmektir. Mezoterapide
kortizon diye bilinen ilaçların yeri yoktur.
Eklem kireçlenmelerinde (artoz) mezoterapinin yeri nedir?
Artroz, bir mafsalın yüzeylerini oluşturan kıkırdak dokusunun, yaşa veya
başka bir nedene bağlı olarak incelmesi ve dejenerasyonudur, şiddetli
ağrılara yol açabilir. Şunu hemen hatırlatalım ki bir eklemin, herhangi
bir hastalığa uğramaması veya üzerinde şişmanlığa bağlı bir yük olmaması
halinde, ortalama ömrü yüz yıldır. Başka bir ifade ile yaşa bağlı
artroz, daha az olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir eklemin erkenden
yaşlanması, fazla kilodan ayrı olarak, geçirilen romatizmal veya
iltihabi bir hastalığa, eklemin bir travmaya uğraması sonucu bu bölgede
meydana gelen kırık ve çıkıklara, doğuştan bir kısım deformitelere v.s.
e bağlı olabilir. Fakat, özellikle ülkemizde, kilo fazlalığına bağlı
artrozlar en çok karşımıza çıkan grubu oluştururlar. Şeker, ekmek ve
yağlı gıdaların gerektiğinden fazla tüketilmesi, ülkemizdeki şişmanlık
probleminin en önemli nedenidir. Artroz mezoterapinin en fazla etki
ettiği hastalıklardan biridir. Artrozları bölgelerine göre incelemekte
yarar vardır. Şöyle ki:
Boyun (Servikal bölge) kireçlenmeleri:
Otuzlu yaşlardan itibaren şikayetler verebilir. Baş ağrısı (bazen yarım
baş ağrısı), baş dönmesi, kulak çınlaması, sırta, omuz ve kollara vuran
ağrılar ortaya çıkabilir. Boyun kireçlenmesi, bu bölgedeki adale krampı
ile birlikte olunca, çok şiddetli ağrılara yok açabilir. Grafiklerdeki
belirtiler çok hafif olmasına rağmen şikayetler bu adale spazmından
ötürü dayanılmaz derecede olabilir. Verilen ilaçlarla adalelerdeki spazm
çözüldüğünde, hastada hemen bir rahatlama görülür. Bu tedavi ile
birlikte uygun şekilde masaj, adalelerin aktif ve pasif hareketleri,
diğer bir kısım fizyoterapi yöntemleri tatbik edilebilir.
Omuz artrozu:
Omuz kireçlenmesi az görülür, ancak omuzda yumuşak dokulara ait hastalık
sayısı pek çoktur. Bunların çoğuna mezoterapi veya fizik tedavi
yöntemleri fayda verebilmektedir.
Sırt bölgesi (dorsal bölge) kireçlenmeleri:
Kürek kemeği civarındaki ve sırttaki ağrıların nedeni olabilir.
Osteoporoz (kemik zayıflaması) ile birlikte olunca ağrılar daha şiddetli
olur. Mezoterapi bu bölgedeki kireçlenmeye çok yararlı olmaktadır.
Bel bölgesi (lomber bölge) kireçlenmeleri:
Sırtın alt bölgelerinden başlayarak, belden aşağıya bazen de uyluk ve
bakacaklara vuran (siyatik tarzındaki v.s.) ağrıların nedeni olabilir.
Bu ağrı çok şiddetli olursa böbrek civarındaki alana da vurabilir.
Şiddetli ağrılı hallerde yatak istirahati ile birlikte medikal tedavi
yararlı olacaktır. Daha sonra bele ve siyatik sinir ağrısı varsa, bu
sinirin seyrettiği hat üzerinde yapılacak mezoterapi seansı hastayı
rahatlatabilir. Şüphesiz ki hekimin burada, ameliyat gerektirecek bir
disk hadisesini ve sinir basısının olmadığından emin olması gereklidir.
Mezoterapi adale ve ligamentlere bağlı bel ağrılarında da uygulanabilir.
Kalça eklemi kireçlenmesi(koksartroz):
Hareketleri kısıtlayan ve sakatlık oluşturan bir hastalıktır.
Mezoterapiye çok az duyarlıdır. İleri derecedeki kireçlenmede ameliyat
düşünülmelidir. Mezoterapi, ancak ameliyat tarihine kadar hastayı
rahatlatmak amacıyla uygulanabilir.
Diz kireçlenmeleri (gonartroz):
Ameliyat gerektirmeyen diz kireçlenmesi, mezoterapinin en iyi etki
ettiği hastalıklardan biridir. Bu kireçlenmelerde, ameliyat gerektiren,
ancak ameliyatı hiç düşünmeyen veya ileri bir tarihte arzu eden
hastalara yapılan mezoterapiden bile , belli bir oranda fayda
görülebilmektedir. Diz kireçlenmesi bulunan hastalar genellikle
kilolodur. Mezoterapi ile birlikte bu hastaların kilo vermeleri ve
baston kullanmaları uygulanan tedavinin etkililiği açısından çok
yararlıdır.
Ayak kireçlenmeleri:
En çok birinci parmakta görülür. Genellikle şekil bozukluğu da vardır.
Çoğunlukla ameliyat gereklidir. Uygulanacak mezoterapi şekil bozukluğunu
ortadan kaldırmaz, ağrıyı ve varsa şişliği azaltabilir.
El parmak kireçlenmeleri:
En çok birinci parmağın kök kısmındaki eklemde olur. Diğer parmakların
özellike uç kısımlarında ve en çok kadınlarda görülür.
Kireçlenme uzun
yıllar ilaç kullanımını gerektiren ve sakatlık yapabilen bir
hastalıktır. Bu hastalıklarda mezoterapinin küçük iğneleri, sadece eklem
üzerine değil bu civardaki kas, tendon, bağların bulunduğu ve ağrıların
yayıldığı cilt bölgesine de enjekte edilmektedir. Kireçlenmelerde
mezoterapi, ağızdan ilaç almak istemeyen, mide rahatsızlığı olanlarda
veya alıp da fayda göremeyen hastalarda yapılabilecek, ciddi yan etkisi
olmayan en iyi tedavi yöntemlerindendir.
Ayrıca şunu bilelim
ki, kireçlenme, bugün tıbben ortadan kaldırılabilen bir hastalık
değildir, ancak kireçlenme ile ilgili şikayetler yoksa, kireçlenmenin
vücuda bir zararı yoktur. Kireçlenmenin tedavisi hangi yöntemle
yapılırsa yapılsın mutlaka hastalara, önerilmesi ve yaptırılması gereken
bir şey vardır ki, o da kireçlenmenin bulunduğu bölgenin adalelerinin,
verilecek uygun egzersizlerle kuvvetlendirilmesidir.
Ancak bu adale
kuvvetlendirici egzersizler, çoğu zaman yanlış yapıldığı gibi ağrıların
olduğu zamanlarda değil, ağrıların olmadığı zamanlarda yapılmalıdır.
Adaleleri güçlü olan bir kişinin kireçlenme ile ilgili şikayetleri daha
az olur.
Spor hekimliğinde mezoterapının yeri nedir?
Mezoterapi, ameliyat gerektirmeyen spor yaralanmalarında yaygın ve
başarı ile uygulanan bir tedavi yöntemidir. İyileşme süresini öne alır.
Mezoterapi ile, ağızdan verilene oranla takriben 50 defa daha az olmak
üzere ilaç verilmektedir. Spor yaralanmalarında mezoterapi ile birlikte
gerekiyorsa soğuk tatbikat, ilgili bölgenin istirahat ettirilmesi,
bandajlama v.s. ihmal edilmemelidir. Mezoterapi ile tedavi edilebilen
spor yaralanmaları şunlardır: Travmaya bağlı olarak adale liflerinin
gerilmesi, adale kasılması, kramplar, hafif adale ezilmeleri, adaleleri
kemiklere bağlayan ve tendon diye bilinen yumuşak dokuların mikrobik
olmayan iltihapları (tendinit), ayak bileği-el bileği ve diz
burkulmaları ve burkulmalara bağlı daha sonra devam etmiş olan ağrılar,
tenişçi ve golfçü dirseği diye bilinen hastalıklar, bel burkulması ve
leğen kemiğinin ön tarafındaki ağrılar, diz kapağının kıkırdak dokusu
hadiseleri ve nihayet ameliyat edilmiş ama hafif ağrıların kaldığı bir
kısım cerrahi müdahalelerden sonraki şikayetler.
Selülit nedir ve nedenleri nelerdir?
Halk arasanda “selülit”, tıp dilinde “hydrolipodystrophy” olarak bilinen
bu hastalık, cilt altında bulunan yüzeysel yağ dokusunda bulunan ve
adiposit diye isimlendirilen hücrelerin içlerindeki yağ hacminin ve
miktarının artması ile karakterizedir. Hacmi büyümüş bu hücreler bu
bölgedeki küçük kan damarcıklarını sıkıştırırlar ve böylece bu bölgedeki
dolaşımı bozarlar. Selülit dokusu genellikle ağrılı, sert (bazen
yumuşak) ve yoğundur.
Selülitin kesin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak
kolaylaştırıcı faktörler vardır. Bunlar:
-
Kötü
beslenme: Şeker, çikolata ve alkolün fazla tüketimi, unlu ve yağlı
gıdalarla beslenme, az su içme, düzensiz öğünler selüliti davet
eder.
-
Modern hayat, selülite elverişli bir ortam oluşturur. Sinirsel
gerginlik (stres), atmosfer kirliliği, aşırı tütün kullanımı,
yoğunluk, fiziksel egzersizlerin yapılmadığı sedanter yaşam v.s. de
selülite neden olabilir. Kronik (müzmin) kabızlık da selülitin temel
nedenlerindendir.
-
Bir
kadının bazı dönemleri, selülitin oluşması için bir ortam oluşturur:
Bunlar kadın organizmasının hormonal dengesinin değiştiği
dönemlerdir.
-
Bazı
ilaçlar: Bazı hormonal ve tansiyon düşürücü ilaçlar buna örnektir
Selülit vücudun bir
veya birden fazla bölgesinde ortaya çıkabilir. Özellikle yerleştiği
bölgeler: Kalçaların dış-iç ve arka kısımları, karın bölgesi, sırtın alt
kısımları, kolların iç-arka ve üst kısımları, ayak bilekleri, kürek
kemiği civarıdır.
Selülitlerde mezoterapinin yerin nedir?
Sık görülen, ancak hiç de hoş olmayan bu hastalıkla mücadelede rejim,
masaj, jimnastik ve su yosunu banyoları arzu edilen faydayı çoğunlukla
vermez. Selülit için en iy itedavi lokal bir tedavidir ve bu tedavi
genel tedavi ile birleştirilmelidir. Lokal tedavilerin en iyi lerinden
biri mezoterapidir. Genel tedavi ile de bir kısım fonkiyon
bozukluklarının tedavisi kastedilmektedir. Tedavide başarıya ulaşmak
için, hastanın gerçek ve derin motivasyonlarını sağlamak, yaşantısını
tanımak gereklidir.
Mezoterapiden önce, tedavi edilecek bölgeler tesbit edilir. Hastanın boy
ve ağırlığına bakılır. Kilo fazlalığı varsa hastanın beslenme
alışkanlığına uygun bir diyet vermek gereklidir. Duruma göre açlık kan
şekeri, kolesterol tayini v.s. istenebilir. Kişi yeterli ve dengeli
beslenmelidir. Sedanter (az hareketli) yaşantı selülite ortam oluşturur.
Bacaklardaki dolaşım bozukluğu, kabızlık, aylık adetlerdiki düzensizlik
ve aşırı tütün, kahve ve tuz tüketimi de selülitin kolayca ortaya
çıkmasına sebep olur.
Selülitlerde kullanılan ilaçlar daha ziyada dolaşımı artıran ve yağları
eriten maddeleri içerir. Mezoterapi selülitlerde son derece etkin bir
yöntemdir. Tedaviden sonra hem bedende bir küçülme olur hem de “portakal
kabuğu” veya “pirinç taneleri” diye tabir edilen selülit dokusundaki
yüzeysel görüntü de kaybolur ve cilt düz ve parlak bir hal alır.
Eğer bir kadın bıktırıcı selülit yükünden kurtulmak istiyorsa, hayatının
düzenini mutlaka uygun bir hale sokmalıdır. (fiziksel egzersizler,
relaksasyon, sağlıklı beslenme, tütün ve alkol kullanımının azaltılması
veya bırakılması bu çerçeve içinde müdalaa edilir.)
Mezoterapi, tercihen duştan sonra kullanılmak zere sirkülasyonu stimüle
eden kremlerle yapılan günlük masajlarla bütünmeştirilebilir. Tedavi yan
etki yok denecek kadar azdır, tolerans mükemmeldir. Kullanılan
ilaçlardan birine karşı bir allerji söz konusu ise yapılan bölgede biraz
kızarma meydana gelmektedir. Bu da genellikle kısa zamanda geçmektedir.
Ayrıca bu allerjik reaksiyon çok nadirdir. İlgili ilaçı değiştirmekle
gerekli önlem alınmış olur. Başarılı bir tedaviden sonra selülitin
yeniden çıkmaması için kişilerin “hayat hijyeni ve düzeni” kurallarına
uyması gereklidir. Ayrıca bu kişilere idame tedavisi olarak 3 ve 6 ay
ara ile birkaç seansın yapılmasında yarar vardır.
Mezoterapide başarı oranı ne kadardır?
Mezoterapi, kortizon içermeyen ve hastalığa yönelik olarak verilmesi
gereken tedavisel veya semptonlara yönelik ilaçların hasta veya
ağrıların olduğu bölgeye verilmesi yöntemidir. Teşhisi ve endikasyonu
doğru koyan bir hekim, belli bir eğitimden geçmişse ve mezoterapiyi
kuralına uygun yapıyorsa, başarılı olmaması için bir sebep yoktur.
Başarılı olabilmek için mutlaka tıbbi eğitimden geçmek ve belli bir
tecrübeye sahip olmak gereklidir. Ayrıca mezoterapi uygulayan hekimin,
tedavi ettiği hastalığı iyi tanıması şarttır. Çok sayıda ve farklı
branşlarla ilgili hastalıkların, aynı hekim tarafından tedavi edilmeye
çalışması başarı oranını azaltabilir. Çünkü aynı hekmin birçok branşla
ilgili hastalığı tamamen bilmesi çok zordur.
Mezoterapiye “her derde deva” gözüyle bakmamak gerekir, ancak gerçekten
zaman zaman mucizevi sonuçlar alınmaktadır. Mezoterapi için başvuran
hastaların çoğu başka pekçok tedavi gördüklerini, çok miktarda ilaç
kullandıklarını, ancak yeterince fayda görmediklerini ifade
etmektedirler.
Çünkü bölgesel ve ağrılı bir hastalık için, ağızdan alınacak hap, ya da
fitil, ampul şeklinde kullanılacak ilaçların tedavisel veya ağrıları
kesme etkisi yetersiz kalabilmektedir. Bunu günlük çalışmalarda kolayca
gözlemek mümkündür. Ağızdan fazla ilaç kullanan hastaların önemli bir
bölümünün mide şikayetleri ortaya çıkmaktadır. Sadece kireçlenmeye bağlı
ağrıları olan bir hasta, ağızdan ortalama günde 2 tablet (draje v.s.)
alırsa yılda 700’ü; üç tablet alırlarsa 1000’i aşkın tablet almış olur
ki, bunun mideye ve vücudun diğer bazı organlarına verebileceği zararı
tahmin etmek hiç de zor değildir. Bu hastaların diabet, hipertansiyon,
koroner yetmezliği, kalp yetmezliği, bir kısım mide-barsak şikayetleri
ve osteoporoz için de başka ilaçları da alabilecekleri dikkate alınırsa,
durumun çiddiyeti daha da kolay anlaşılır. Bu nedenle, eğer mezoterapi
bir hastalığın tedavsini sağlıyor veya ağrıları ortadan kaldırıyorsa,
bunun hastaya sağladığı başka yararlar da vardır. Çünkü hastalığın
tedavisi ile birlikte hasta, devamlı ilaç almaktan kurtulmuş veya çok az
miktarda ilaç almak durumunda bırakılmış olur ki bunun da, hastanın
genel sağlığı açısından çok büyük bir önemi vardır.
Mesoterapi uygulamalarında aldığımız sonuçlar nedir?
Mezoterapi Türkiye’de 2001 yılı itibariyle takriben onbeş yıldan beri
uygulanmaktadır. Tarafımdan da bu tedavi Haziran 1987’den beri tatbik
edilmektedir. Hastalarımızın önemli kısmı kireçlenmeleri olan kişilerdi.
Daha az bir kısmını da ameliyat gerektirmeyen adale, tendon ve bağlarla
ilgili hastalığı, siyatik tarzında ağrı, bölgesel kemik erimesi
(lokalize osteoporoz), ayak bileği burkulması, tetik parmak şikayeti
olan hastalar oluşturuyordu. Hastalarımın bir bölümü de selüliti olan
kişilerdi. Bana en çok boyun, bel ve diz kireçlenmesi olan hastalar
başvurdu. Boyun, bel ve ameliyat gerektirmeyen diz kireçlenmesi olan
hastalarda, ağrıların hasta tarafından farkedilir derecede azalması veya
ortadan kalkması oranı %90 civarında idi. Bazen aynı hastanın birden
fazla bölgedeki kireçlenmesine uygulandı. Tedavi ile birlikte, hastalara
önerilen bir kısım tavsiyelere uyulması, tedavide alının olumlu sonuçta
etkili oldu. Kilolu hastaların uygun bir diyetle fazla kilolarını
vermeleri konusunda yardımcı olundu. Hastalarla uygun bir diyalog
sağlanmaya çalışıldı.
Kireçlenmenin dışında yumuşak doku rahatsızlıklarına yaptığımız
mezoterapik uygulamalardan aldığımız sonuçlar, yukarıda belirtilen orana
yakındı. (Kesin sayı ve oranlar bazı bilimse kongre ve mecmualarda
belirtilmiştir).Son birkaç yıldır mezoterapi uyguladığımız selülitli
hastalardan aldığımız sonuçlar da son derece olumludur ve başarı oranı
çok yüksektir. Selülit de mezoterapinin en çok etki ettiği
hastalıklardan biridir.
Gebelikte ve lohusalıkta, emzirme döneminde mezoterapi
uygulanabilinir mi?
Adet ve emzirme dönemlerinde uygulanabilir , gebelikte ise her hangi
bir yan etkisi görülmemekle birlikte tavsiye edilmez.
Kaynak
: Op.Dr.Nurettin Ümit Özak
Ortopedi-Travmatoloji Uzmanı
www.mezoterapi.org
Geri
Osteoporoz
,kemik erimesi genel bilgiler
Hormon,Mezoterapi
Ve Menopoz Selülit Kireçlenme tedavisi
Mezoterapiyle
Cilt Bakımı Boyun Fıtığı Bel Fıtığı
Bel
Fıtığı, Bouyun Fıtığı Mezoterapi Tedavisi Ameliyatı Ücreti Ücretleri
|
|
|