|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Rahim Sorunları |
|
|
Endometrial
Hiperplazi
(Rahim iç zarı kalınlaşması)
Endometrial hiperplazi fazla östrojen aktivitesine bağlı olarak rahimin iç
yüzünü döşeyen endometriumu oluşturan hücrelerin ve salgı bezlerinin
normalden fazla büyüdüğü ve çeşitli aşamalardan geçtikten sonra habis
değişikliğe uğrayabildiği kanıtlanmış bir hastalıklar grubudur. Hiperplaziden
sorumlu tutulan progesteron ile karşılanmamış östrojen aktivitesidir.
Halk arasında rahim zarında kalınlaşma olarak da söylenir. Hiperplazi kelime
anlamı olarak hücre sayısında artış demektir. Bunun nedeni genellikle
progesteron hormonu ile karşılanmamış östrojen hormonu aktivitesidir.
Endometrial hiperplazinin nedenleri nedir?
·
Endometriyal
hiperplazinin en önemli nedeni anovülasyon yani yumurtlamanın olmamasıdır.
Anovülasyonun en tipik nedeni polikistik over hastalığıdır.
·
Dolaşımdaki
östrojenin fazla olduğu şişmanlık, karaciğer hastalığı, östrojen salgılayan
tümörler gibi faktörlerin varlığında da endometrial hiperplazi daha sık
görülür.
·
Menopoz
sonrası dışarıdan östrojen verilen ancak buna progesteron eklenmeyen
vakalarda normalden 4-5 kat fazla sıklıkta hiperplaziye rastlanmıştır.
·
Endometriyal
hiperplazide suçlanan bir başka faktör de endometriyum dokusunun östrojene
olan duyarlılığının artmasıdır.
·
Menopoza geç
girenlerde risk yüksektir.Yine doğum yapmamış kadınlarda daha sık görülür.
·
Aile öyküsü
pozitif olanlar, şeker hastaları, sosyokültürel düzeyi yüksek kadınlar
endometrial hiperplaziye aday kişilerdir.
Endometrium Hiperplazisi nasıl oluşur?
Rahim iç zarı da denilen endometrium her adet kanamasında rahim içinden
dökülen dokudur. Endometrial hiperplazi bu rahim iç zarı dokusunun normalden
fazla kalınlaşması ile karakterize bir durumdur. Rahim kanserleri de yine bu
dokudan gelişmektedir.
Normalde endometrium dokusu bir adet dönemi boyunca yumurtalıktan salgılanan
östrojen ve progesteron hormonlarına cevap verici özelliğe sahip olup bu
hormonlar bir adet periyodunda belirli bir düzen içersinde salgılanır.
Yumurtalıklardan salgılanan östrojen hormonu endometrium dokusunun büyümesi
ve kalınlaşmasına neden olur. Endometrium dokusu belirli bir kalınlığa
ulaştıktan sonra salgılanan progesteron hormonu ise bu kalınlaşmayı durdurur
ve belirli bir süre sonrada adet kanaması ile bu dokunun dışarı atılmasını
sağlar.
Yumurtlama problemi olan kadınlarda progesteron hormonu salgılanmaz. Bu
durumda östrojen hormonu kontrolsüz bir şekilde endometrium dokusunu etkiler.
Endometriyum sürekli bir şekilde tek başına salgılanan östrojene maruz
kaldığında endometriyal hiperplazi denilen rahim iç zarının kalınlaşması olayı
gerçekleşir.
Endometriyal hiperplazi sınıflaması nasıl yapılır ?
Sınıflamada temel olarak hiperplazide yer alan hücrelerin durumları esas
alınır. Bu sınıflamaya göre endometrial hiperplazi ilk önce
basit ve
kompleks olarak ikiye ayrılır.
Bunlar da kendi aralarında
atipili
ve
atipisiz
olarak tekrar
ikiye ayrılırlar. Bütün bu tanımlamalar hücre yapısına göre
değerlendirmelerdir.Patoloji sonucunda "kistik glandüler hiperplazi" olarak
da tanımlanırlar. Ultrason yada muayene ile anlaşılmaları mümkün değildir.
Atipili hiperplazilerde hücresel olarak tipik görünümden uzaklaşılması yani
değişik görünümlü hücrelerin görülmeye başlanması kansere doğru bir kayma
olabileceğinin belirtisi sayılır.
Atipisiz hiperplazilerde kansere dönüşüm oranı % 1-3 arasında iken, atipi
varlığında bu olasılık %8-29 arasında olmaktadır. Yani atipili hiperplazi bir
kanser öncesi durumdur.
Eğer hasta menopoz sonrası dönemde ise kansere dönüşüm olasılığı üreme
çağındaki kadınlara göre daha fazla bulunmaktadır. Atipisiz hiperplazide
kansere dönüşme süreci 10 yıl, atipili hiperplazide ise ortalama olarak 3-4
yıl kadar sürmektedir.
Hiperplazi Belirtileri
nelerdir?
Endometriyal hiperplazi
genellikle 40 yaş sonrası görülen bir problemdir. Uzun süreli östrojen
etkisinde olan endometrium kalınlaşır ve kolaylıkla dökülemez, yani hastada
adet kanaması olmaz. Bu tür vakalarda en sık görülen bulgu uzun süreli adet
gecikmesini takip eden fazla,düzensiz kanamalardır. Menometroraji olarak
adlandırılan ara kanamalarla birlikte adet kanamasının uzun sürmesi sık
görülen belirtidir. Bazı hastalarda ise hiçbir anormal belirti olmaz. Tanı
başka bir nedenle yapılan biopsi yada ameliyat sonrası tesadüfen konur.
Rahim içi kalınlaşması'nda, hiperpazide tanı nasıl konulur?
Endometrial hiperplazinin kesin tanısı küretaj ve bunun patolojik
incelemesi ile konabilir. Yani hastalık klinik bir tablo değil patolojik bir
tablodur.
Ø
Full (tam)
küretaj
denilen rahim içi dokunun tümden temizlenerek alınması ile hem kesin
tanı konulur hem de rahim içi doku tamamen temizlendiği için hastanın
kanaması durur, böylelikle de tedavi edici özelliği vardır. Basit
hiperplazilerde yapılan full küretaj ( full kürtaj)ile bile hasta tedavi olabilir. Burada
yapılan küretaj işlemine probe küretaj (tanı amaçlı küretaj) adı da
verilmektedir.Lokal yada genel anestezi altında uygulanır.
Ø
Rahim içi
dokusunun incelenmesindeki diğer bir yöntem ise
pipelle
denilen özel ince,
plastik bir kanül (boru) yardımı ile biopsi işleminin yapılmasıdır. Bu işleme
pipelle biopsi adı verilir.Pipelle biopsi işlemi için anestezi gerekmez,
oldukça kolay ve ağrısızdır; ancak rahim içi tam olarak kazınmadığı için
tedavi özelliği olmayıp yalnızca tanı konulması amacına yöneliktir.
Ø
Patolojik tetkik sonucuna göre;
Basit
hiperplazi: Rahim
içi dokusunun basit ve yaygın (diffüz) kalınlaşmasını tarif eder. Eş anlamlı
olarak Kistik Glanduler Hiperplazi terimi de kullanılmaktadır.
Fokal Kistik
Hiperplazi: Rahim içinde belirli bölge ile sınırlı (lokalize)
hiperplazileri tarif eder. Hiperplazinin daha hafif bir formudur.
Ayrıca patolojik tetkik, hiperplazinin kansere dönüşme potansiyeli hakkında
da ipuçları vericidir. Alınan örnekte patolojik olarak atipi olup olmaması
önemlidir.
Ø
Son yıllarda
transvajinal ultrasonografinin
yaygın kullanımı ile endometrial kalınlık
rahatlıkla ölçülebilir hale gelmiştir. Menopoz sonrası dönemde endometrium
kalınlığının 7 milimetreden fazla olduğu durumlarda tanısal kürtaj
yapılmasını önerilmektedir.
Tedavide ne yapılır?
|
·
Atipik
yada atipisiz hiperplazilerde yani rahim içi kalınlaşmasında tedavi
gerekir.
·
Endometriyal hiperplazide şişmanlık risk faktörü olduğundan kişi kilo
vermeye yönlendirilmelidir.
·
Eğer
hiperplazi polikistik over gibi yumurtlama bozukluğuna bağlı ise altta
yatan sebebin giderilmesi sorunu çözebilir.
|
·
Kesin
tedavi, hiperplazinin tipi ve hastanın yaşına göre planlanır.
·
Atipisiz
hiperplazilerde eğer kadın üreme çağında ise tıbbi tedavi tercih edilir. Bu
hastalarda tanı amaçlı yapılan küretaj aynı zamanda tedavi de sağlar. Küretaj
ve 3-6 aylık ilaç tedavisine cevap %90 civarındadır.Tıbbi tedavi olarak eksik
olan progesteron hormonu verilerek bu hücresel değişikliğin geriye dönmesi
amaçlanır.Menopoz sonrası dönemde ise rahimin alınması en uygun tedavi
seçeneğidir.
· Atipili
hiperplazi menopoz sonrası dönemde yada menopoza yakın yaşlarda saptandığında
çok fazla zaman kaybetmeden cerrahi uygulanması bazen son derece önemli
olabilmektedir. Çocuk isteyen ancak atipili hiperplazi saptanan kadınlarda
ise verilecek karar çok kritiktir. Bunlarda yüksek doz ilaç tedavisi yakın
takip altında denenebilir.
·
Tipi ne
olursa olsun hiperplazilerin tıbbi tedavisi sırasında takip son derece
önemlidir. Bu vakalar tedavi sonrası kontrol amaçlı küretaj (kürtaş) yapılmalı ve
hastalığın son durumu tespit edilmelidir. Gerilemeyen vakalarda cerrahi
tedavi düşünülmelidir.
Geri
Jinekolojik
kanserler
Kürtaj
Endometriyal
Biopsi, Parça alınması
|
|
|
|
|
|
|
e-gebelik.net
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Site içi arama
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yakında
e-jinekolog.com
sitemizde
doğum, ameliyat youtube video
RESİMLERİ
FOTOĞRAFLARI
VİDEOLARI
GÖRÜNTÜLERİ
|
|
|