|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Cinsellik |
|
|
|
Erkekte de kadınlarda
menapozda olduğu gibi hormon seviyelerinde bir değişiklik söz konusudur.
45-50 yaşından itibaren erkeklik hormonu olan testosteron yanında
böbreküstü bezinden salgılanan aynı yapıdaki hormonlar devamlı bir düşüş
göstermekteler, ama hiç bir zaman bu seviye, ileri yaşta bile, sıfır
olmamaktadırlar. ‘Andropoz‘ olarak da adlandırılan bu durum, cinsel
fonksiyonun gerilemesi yanında, cinsel arzu ve zihinsel fonksiyonlarda da
düşmeye neden olmaktadır.Bir çok erkek bu dönemde cinsel
fonksiyonlarındaki azalmaya bağlı psikolojik dalgalanmalar yaşamakta ve
tedavi seçenekleri aramaktadırlar |
Andropoz terimi yaygın kullanımına rağmen çok doğru bir tanımlama değildir.
Kadınlarda menopozla birlikte üreme özellikleri tamamen ve akut olarak
bitmesine karşın, erkeklerde üreme kapasitesi ilerleyen yaşa rağmen devam
edebilir. Bu bağlamda “yaşlanan erkeklerde androjen eksikliği ‘andropoz’a
göre daha doğru bir tanımdır.Ayrıca yorgunluk hali ve uyku problemleri duygusal değişiklikler,
iktidarsızlık, depresyon, libido(cinsel güç) azalması, osteoporoz, meni-sperm
kalitesi ve kaslarda olumsuz etkiler, yine erkeklik/androjen hormonlarının
eksikliği, vücut yapısı değişikliğine sebep olarak bilhassa karında 10-15 kg
yağ tutulmasına yol açmaktadır.
Andropozun Belirtileri Ve Genel Şikayetleri Ne Olmaktadır?
Ortalama yaşam
süresi uzadığı için yaşlanmaya bağlı sorunların artacağı göz önünde
bulundurulursa, andropoza bağlı problemlerin artması, geliştirilen tedavi
yöntemlerindeki değişkenliği de etkilemektedir.Erkeklerde ilerleyen yaşa
bağlı görülen fiziksel ve zihinsel değişikliklerin, androjen hormonlarının
azalmasıyla birlikte bir klinik tabloya dönüşmektedir.Bu
klinik tablo şu belirtileri içerir:
v
Seksüel
fonksiyon ve istek azalması, özellikle sabah ereksiyonlarının kalitesinde
düşme,
v
Entelektüel
kapasitede azalma, konsantrasyon kaybı, yorgunluk, kızgınlık ve depresyon,
v
Kas
kitlesinde ve gücünde belirgin azalma,
v
Kemik
mineral yoğunluğunda azalma (osteoporoz),
v
Organ
yağlanmasında ve kiloda genelde bir artış.
Erkelerde Testesteron (Erkeklik Hormonu) Seviyelerindeki Değişiklik
Yaş İle Birlikte Ne Şekilde Olmaktadır?
39- 70 yaşları
arasındaki erkeklerde, serum serbest testosteron seviyelerinin yılda yaklaşık
%.1.2 oranında düştüğü gösterilmiştir.65 yaş üstü erkeklerin yaklaşık
%25-50’sinde biyo-yararlanılabilir testosteron düzeylerinde düşüş
gerçekleşmekte ve androjen replasman (eksik hormonun yerine dışarıdan yapay
olanı verme) tedavisi gerektirecek belirtiler ortaya çıkmaktadır. Elbette
yaştan bağımsız olarak, genetik bozukluklar, şişmanlık, çeşitli hormonal
dengesizlikler (büyüme hormonu, tiroid hormonları, insülin), alkol, stres ve
kronik hastalıklar da kan testosteron düzeylerinde düşmeye sebep
olabilmektedir.
Erkeklik Hormonları (Androjenler)
Hangi Organları Etkilemektedirler?
Androjenler %90′ı
testislerden , %10′u böbrek üstü bezlerinden salgılanan ve vücutta değişik
oranlarda biyolojik etki gösteren steroid yapıda 5 hormondur. Bunlar,
testosteron, dihidrotestosteron, androstenedion, DHEA ve DHEA-S’dır.
Androjenlerin etkileri, daha anne karnındayken başlar ve çocuğun dış cinsel
organlarının gelişmesini sağlar. Ergenlik döneminde sekonder seks
karakterlerinin gelişmesini ve daha sonraki yıllarda da cinsel arzu,
ereksiyon ve sperm yapımı gibi üremeye yönelik fonksiyonlarını sürdürürler.
Erkek üreme sistemi ve sekonder seks karakterlerinin gelişimine olan etkileri
androjenik etkiler olarak bilinir Ereksiyon(penisin sertleşmesi)
mekanizmasının her basamağında rol alırlar. Özellikle gece ereksiyonlarını ve
seksüel davranışları düzenler, kas, kemik, sinir sistemi, prostat, kemik
iliği gibi organlarda da etki yaparak osteoporoz, ve kas gücüne olumlu etki
ederler. Diğer yandan tüm yaşam boyunca bilişsel fonksiyonların gelişiminde
rol oynarlar. Vücutta azot tutulumunu sağlayarak, kas ve kemik oluşumunu
indüklerler(arttırırlar). Ayrıca bu hormonların kan hücrelerinin yapımı ve
serum lipid düzeylerine etkileri de kanıtlanmıştır. Büyüme ve organlardaki bu
etkileri ise anabolik (arttırıcı)etkiler olarak tanımlanır.
Erkelik Hormonlarının
(Androjenler) Cinsellikteki Rolü Ne Kadar Önemlidir? Ereksiyondaki (Penisin
Sertleşmesi) Rolü Nedir?
Androjenlerin ereksiyondaki (penisin sertleşme fonksiyonu) rolü kesin
sınırlanamamıştır, günümüzde belli bir eşik değer üstündeki serum androjen
düzeylerinin normal cinsel fonksiyon için yeterli olduğu varsayılmakta, ancak
bu eşik değer ile ilgili çelişkili görüşler öne sürülmektedir.İnsanlarda,
serum androgen düzey düşüklüğünün (hipogonadizm) hemen her zaman libido
(cinsel istek)azalması ve özellikle gece ereksiyonlarının sertliğinde ve
sıklığında azalma ile beraber olduğu bilinmektedir. Bu hasta grubunda,
testosteron tedavisi ile bu şikâyetler düzeltilebilmektedir.
Hayvan deneylerinde, androjenlerin, moleküler düzeyde ereksiyonun her
aşamasında rol aldığı gösterilmiştir. Ereksiyon, penise gelen kan akımının
artması, giden kan akımının ise azalması ve penis içi basıncının artması ile
gerçekleşir. Androjenlerin penis kan dolaşımı üzerine etkileri, gelen kan
akımının artması ve giden kan akımının azalması şeklindedir. Bunu penis düz
kaslarına, tunika albugineanın (penis kılıfı) fiziksel özelliklerini ve
damarlara etkisi ile sağlar.
Deneysel çalışmalar, androjenlerin beyinde, hipotalamus düzeyinde hormonları
uyararak ereksiyonda rol alan ajanların salgılanmasını düzenlediğini ortaya
koymuştur. Ayrıca omurilikte de androgen reseptörlerinin varlığı
gösterilmiştir. Androjenler penis düzeyinde de bu organın otonom sinir
sistemine , damar cidarına , penis kılıfına , penis içi düz kaslara ve
çizgili kaslara etkilidir. Androjen reseptörlerinin uyarılması direkt olarak,
ereksiyonda başlıca görev yapan azotoksit sentezine de etkilidir.
Sonuç olarak, deneysel çalışmalar, androjenlerin ereksiyonun her aşamasında
belirleyici rol oynadığını ortaya koymuştur.
Andropozun Tedavi Seçenekleri Nedir?
Andropoz
şikayetlerinin tedavisi Üroloji uzmanları tarafından yapılmaktadır.Tedavi
olanakları teknolojik gelişmelerle birlikte artmış olup: Androjen
düşüklüğünün ilaçla tedavisinin amaçları seksüel-cinsel fonksiyonların
yerine konması, libido (cinsel istek) restorasyonu ve bireylerde iyi olma
hâlinin teminidir. Seksüel-cinsel fonksiyonlardaki etkilerinin yanı sıra,
eşit derecede önemli olarak androjen replasman tedavisi gelişmiş osteoporozun
ilerlemesini engeller, kas gücünü düzeltir eder ve mental kapasiteyi
arttırır. Testosteron tedavisi fizyolojik serum testosteron düzeylerinin
kanda sağlanmasını, ayrıca testosteronun metabolizma ürünleri olan DHT ve
östradiolün de optimize edilmesini içerir.
Günümüzde kullanılan formları, ağızdan alınan tabletler, kas içi
enjeksiyonlar ve skrotal (Testis derisi)ya da nonskrotal deriye yapıştırılan
yamalardır . Bu yöntemlerin hepsinin ayrı avantajları ve dezavantajları
bulunmasına rağmen, deriye yapıştırılarak kullanılan patch’ler (flasterler)
günlük testosteron salınım ritmini taklit ederek fizyolojik ve etkili bir
iyileşme sağlarlar. Ayrıca bir çok tedavi yöntemi de henüz araştırma
sahfasındadır
Not:
Daha
güncel bilgilere ,ürolojik problemlerinizin çözümü için yardıma ve bir
ürolog ile irtibata geçebilmeniz için....
Türk Üroloji Derneği;
http://www.uroturk.org.tr/
ve
Türk Androloji Derneği;
http://www.androloji.org.tr/
kuruluşlarından
faydalanabilirsiniz…..
Geri
Menopozda
Cinsel Hayat Ve Cinsellik
Andropoz
Cinsel Hayatın Sonu Mudur?
İleri
Yaşta Baba Olma
Erkek
Kısırlığı Soru-Cevaplar
Penis
Bozuklukları, Hastalıkları
Sünnet
Ve Cinsellik
|
|
|
|
|
|
|
e-gebelik.net
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Site içi arama
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yakında
e-jinekolog.com
sitemizde
doğum, ameliyat youtube video
RESİMLERİ
FOTOĞRAFLARI
VİDEOLARI
GÖRÜNTÜLERİ
|
|
|