|
Tüylenme (Hirsutismus)
|
Hirsutizm,yani aşırı
tüylenme-kıllanma androjen bağımlı seksüel,cinsel kıllanma artışı
olarak tanımlanır. Bu artış sıklıkla üst dudak, çene, kulak, yanak, alt
karın, sırt, göğüs ve kollarda olur. Kadınların yaklaşık %
5’inde görülür.
Özellikle orta hat üzerindeki erkek
tipi kıllar sert ve siyah renkte olup olmaması gereken bölgelerde
sıklıkla
görülür. |
Erkek tipi kıl bölgeleri olarak kabul edilen üst
dudak üstü, çene kemiği üstü ve yanaklar, göğüs kafesi üstü bölge ve göbek
çevresi, kasık ile göbek arasındaki orta hat, bacakların iç yüzleri, sırt,
kalça ve kasıklar gibi bölgelerde kıllanma oluşması durumunda kadında
tüylenme veya tıbbi adıyla hirsutismus'tan bahsedilirNormalde kadın vücudunda erkek tipi olmayan kıllardaki genel artışa hipertrikozis adı verilir. Bazen de genetik özelliklere bağlı olarak bazı
kadınlarda bu bölgelerde de ince ve hatta bazen daha kalın ve koyu renkli
kıllar olabilmekte ve bu durumlarda kadınlar muhtemel bir hormonal bozukluk
endişesiyle doktora başvurabilmektedirler. Bu tür durumlarda yapılan hormonal
incelemeler çoğu durumda normal sonuçlanmakta ve epilasyon ile kıl köklerinin
alınması dışında kalan tedavi yöntemleri sonuç vermemektedir. Hirsutism androjen adı
verilen erkeklik hormonlarının fazlalığının (hiperandrojenizm) en sık
bulgusudur. Bu tür vakalarda bir diğer kozmetik sorun da akne yani
sivilcelerdir.Bunun nedeni androjen hormonların fazlalığına bağlı olarak
deriden yapılan madde miktarının da artması ve sonuçta bunların tıkanarak
sivilceleşmesidir.
Aşırı Tüylenmenin- Kıllanmanın Tanısı Nasıl Konulur?
Hirsutizm tanısı, dikkatli genel ve menstrüel öykü adet
tarifi ve fizik muayene ile konur. Altta yatan önemli hastalıklar ayırt
edilmelidir. Hastanın yaşı, genetik anomalilerde önemlidir. Genel öyküden
sonra ilk adet yaşı ve menstrüel durum sorulmalıdır. En sık görülen
polikistik over ve idiyopatik hirsutizm (sebebi olmayan,ailevi tüylenme)
gibi durumlarda hirsutizm puberte başlamasıyla birlikte ergenlik döneminde
başlar ve bir kaç yıl içinde uzun sürede ilerler. Düzensiz adet siklus ile
birlikte hirsutizm genellikle polikistik over görülür. Birden başlayıp
hızlı ilerleyen hirsutizm veya virilizasyon belirtiler olan bir kadında
oligomenore veya amenore gibi adet düzensizliği de varsa androjen salgılayan
tümörler düşünülmelidir. Androjenik etkili ilaç alımı da araştırılmalıdır.
Yaş, boy, ağırlık,
BMI ve kan basıncı belirlenir. Aşırı tüylü-kıllı kadınların fizik
muayenesinde özellikle vücut yapısı, kıllanma ve pelvik jinekolojik muayene
önem taşımaktadır. Cushing sendromunun bulguları ayrıca önemlidir. Guatr
hastalıkları ve özellikle hipotiroidizm varsa deri ve dudaklarda kalınlaşma,
parmaklar, alt bacak ve alt göz kapaklarında kabalaşma, yorgunluk hissi ,
soğuğa dayanıksızlık, kabızlık , ses değişiklikleri gözlenir.
Hirsutizmi
ölçmenin henüz gerçekçi bir yöntemi yoktur. Androjenlere hassas üst dudak,
çene, sırt, bel, göğüs, üst kol, üst karın, alt karın ve uyluk gibi 9
bölgede O ile 4 arasında puan vererek toplam hirsutizm skoru bulunur. Toplam
skor 8 ve üzerinde ise hasta hirsutizm tanısı alır. Bu yöntem modifiye
Ferriman-Gallwey skorlama sistemidir. Akne, yağlı cilt, alında saç
dökülmesi, galaktore (memelerden süt gelmesi) ve ses kalınlaşması,
klitoromegali gibi virilizasyon belirtileri aranır. Bunlara ilave olarak
fizik muayene ve transvajinal pelvik ultrasonografi ile adneksler muayene
edilmelidir.
Kıllar hakkında bilinmesi gerekenler!
·
Vücudumuzu kaplayan kıllar kıl kökü adı verilen yapının bir ürünüdür. Kıl
kökleri (follükül) androjenlere (erkeklik hormonu) karşı
duyarlıdır.Vücudumuzdaki kılların dağılımı ve yoğunluğu genetik olarak
belirlenmiştir ve ayak tabanı, avuç içi gibi bölgeler hariç vücudumuzu
kaplayan cildimizin tüm alanlarında kıl kökleri mevcuttur. Bu kıl köklerinin
bazıları gözle görülmeyecek incelikte kıl üretimi yaparlarken bazıları aktif
olarak kıl üretimi yapar ve cinsiyet, ırk, yaş, hormonal durum gibi etkenlere
göre vücutta daha az veya daha belirgin olan bir tüylenme şekli oluştururlar.
·
Kıl
kökleri kendilerine hormonlar tarafından verilen emirler doğrultusunda
sürekli olarak kıl üretir ve üretilen bu kıl kendiliğinden dökülene veya
kesilene kadar o bölgede durur. Vücudun her bölgesindeki kılın kendine özgü
uzama hızı ve sınırı, ömrü,renklenme ve şekillenme özelliği vardır.Örneğin
saçlarımızdaki kılların uzama hızı yüksek, uzama sınırı geniştir yani
oldukça büyük uzunluklara ulaşabilen özelliktedir. Bunun yanında
kollarımızdaki kıllar çok yavaş uzayan ve aynı uzunlukta kalan kıllardır.
·
Kıl
gelişimi devamlı olmayıp aktif ve inaktif fazlardan oluşan döngüsel bir
patern izler. Bu dönemler her kıl follükülünde aynı evrede değildir. Örneğin
kafamızdaki saçlarda bazı kıl follükülleri gelişme, bazıları
dinlenme,bazıları da dökülme evresindedir. Ama saçımız sürekli uzuyor gibi
davranır.Oysa her seferinde aynı saç teli uzamamaktadır.Bütün follüküller eş
zamanlı davrandığında dökülme izlenir.
·
Kıl
köklerini yöneten hormonlar androjen hormonlar (erkeklik hormonu) adı
verilen adı verilen bir grup hormondur. Bu hormon grubuna erkeklik
hormonları adı verilmiş olmasına karşın gerçekte kadında da bu hormonlar daha
düşük seviyelerde üretilirler.Androjen hormonlar kadınlarda temel olarak
yumurtalıklar ve böbrek üstü bezinde üretilirler ve buradan kana verilirler.
Erkeklik hormonları kılların daha koyu ve sert olmasını sağlar. Bu değişim
geri dönüşümsüzdür.
·
Bazen
erkek tipi kıllanma yani hirsutism hormon dengesi tamamen normalken ortaya
çıkar. Burada hormon düzeyleri normal olmasına rağmen kıl köklerinin bu
hormonlara olan hassasiyeti artmıştır. Hastaların büyük kısmı bu gruba girer.
Hormonal bir patolojinin olmadığı bu duruma idiopatik hirsutism adı verilir.
Hastalar normal adet görürler. İdiopatik hirsutism de erkekleşme (virilism)
belirtileri olmaz. Bunlar seste kalınlaşma, erkek tipi saç dökülmesi gibi
belirtilerdir.
Tüylenme Nedenleri nedir?
Herhangi bir nedenle erkeklik hormonlarının salgısı arttığında kana daha
fazla hormon geçer ve kıl köklerine daha fazla hormon ulaşır. Fazladan ulaşan
bu hormon kadınlarda normalde istirahat halinde olan erkek tipi kıl
bölgelerinde kıl üretiminin artmasına neden olur ve hormon üretiminin
derecesine göre tüylenme belirtileri ortaya çıkar. Erkeklik hormonları
istirahat halinde olan kıl köklerini uyardığında oluşan kıllar koyu ve
serttir ve bir kez üretim yapmaya başlayan kıl kökü bu üretimini durmaksızın
sürdürür.
Idiyopatik hirsutizm, ailevi aşırı tüylenme:
Düzenli adet siklusları olan, ailevi özellik gösteren
ayrıca uzun zamandan beri mevcut olan kıllanma artışı idiyopatik hirsutizm
olabilir. Burada erkeklik hormonları normal olduğu halde kıl folliküllerinin
androjenlere duyarlılığı arttığı için kıl büyümesinde artış olmaktadır.
Polikistik over
sendromu (PCOS):
Anormal androjen
(erkeklik hormonu) üretiminin en önemli nedenlerinden biri PCOS’dur.
Burada hiperandrojenizm, yumurtlama bozukuğu ve oligomenore vardır.
Artmış erkeklik hormonları over kaynaklı olmakla birlikte böbrek üstü
bezlerinden de olabilmektedir.
Hipertekozis: Hipertekoz nadir görülür. Bunlarda çoğu şiddetli hirsutizm ve
virilizasyon gösterir.
Over veya böbrek üstü tümörü:Yeni ve birden ortaya çıkan bir hirsutizm over veya böbrek
üstü aynaklı bir tümöre bağlı olabilir. Androjen salgılayan adrenal
(böbrek üstü) veya over tümörleri nadir görülür ve virilizasyon
belirtileri gösterir.
Adrenal hiperplazi:
Adrenal kökenli erkeklik hormonları artışı geç
başlayan konjenital adrenal hiperplazi, Cushing sendromu ve androjen
salgılayan adrenal tümörlerdir.
Hirsutism ( kıllanma )yapan nedenleri özetle sıralamak gerekirse:
Ø
Kadında
erkeklik hormonu üretimini artıran durumlar arasında en sık görüleni
polikistikover dir.
Polikistik overde yumurtalıklardan fazla miktarlarda erkeklik hormonu salgısı
olur ve adet düzensizliğine ek olarak sıklıkla tüylenme belirtileri ortaya
çıkar.
Ø
Hormon
üretimini artıran ve nadir görülen durumlar böbreküstü bezinin genellikle
kalıtsal olan bozukluklarıdır.Böbrek üstü bezi tümörleri,böbrek üstü bezinin
fazla çalışması tüylenme yaratabilir.
Ø
Bazı
tiroid bezi hastalıkları, hipofiz bezi hastalıkları ve hormon salgısı yapan
yumurtalık kisti veya kitleler de kadında tüylenme sorunu yapabilirler.
Ø
Sürekli
olarak kullanılan bazı ilaçlar da kadında tüylenme sorununa neden olabilen
diğer bir etkendir.
Ø
Genetik
özellikler (ırk,ailesel,kişisel farklılıklar) tüylenmede etmendir.
Ø
İdyopatik
hirsutismusta ise hormonal bozukluk yoktur,kıl köklerinin aşırı hassasiyeti
söz konusudur.
Hirsutizmusta, Aşırı Tüylenme de Hangi Labaratuvar Testleri Yapılır?
Hirsutizmi olan hastada
tümörün ayırt edilmesi, hiperandrojeneminin şiddetinin belirlenmesi için
eğer bakılacaksa sadece serum total testosteron veya serbest testosteron
seviyesine bakılması yeterlidir. Klasik olarak overin androjen belirteci
testosteron, adrenalin (böbrek üstü bezi) androjen belirteci DHEAS ve
idiyopatik hirsutizmde 3alfa- androstanediol glükuronid olarak bilinmesine
rağmen bunların hepsine bakmak gereksizdir ve ilave fayda sağlamaz.
Testosteron normalden yüksek ve oligomenore varsa polikistik over
düşünülmelidir. Testosteron normal ve adet sikluslar düzenli ise
idiyopatik, ailevi hirsutizm düşünülmelidir. Testosteron aşırı yüksekse
(total testosteron >6 nmol/1) ve virilizasyon belirtiler varsa ovaryan veya
adrenal (böbrek üstü bez) tümör, ovaryan hipertekoz, veya adrenal hiperplazi
akla gelmelidir. Hikayede tümör şüphesi varsa serum testosteron bakılabilir.
Over tümörü tanısı için ultrasonografi, adrenal tümör tanısı için CT veya MR
yapılmalıdır.
Virilizasyonda tek hirsutizm yanı sıra daha yaygın olarak androjene bağlı
değişiklikler mevcuttur. Bunlar akne, deri yağlanması, temporal Alın bölgesi
saçlarda açılma, klitoromegali, seste kalınlaşma, erkek tipi kas gelişimi,
meme atrofisi ve şiddetli durumlarda vücut yapısında değişimdir.
Hipertrikozda (çok aşırı tüylenme-kıllanma) kıllanma fazladır ama bu durum
seksüel temellere dayanmaz. Kalıtım, bazı ilaçlar, fiziki irritasyon ve
hatta açlık neden olabilir. En sık neden ilaç alımıdır. Fenitoin, minoksidil,
diazoksit kıl büyümesinde yaygın artış yaptığı bilinen ilaçlardır.
Tüylenme'de Tedavide ne yapılır?
Hangi tedavi seçenekeleri vardır?
Aşırı tüylenme şikayetinde yapılan tıbbi değerlendirme sonrasında yapılacak
ilk ayrım hormon seviyelerinin yüksek olup olmadığı, seviyelerin yüksek
olması durumunda bu yüksekliğin kaynağıdır. (yumurtalık, böbrek üstü bezi
vb.)
Tedavide amaç erkeklik
hormonunu baskıladıktan sonra mevcut fazla kılların yok edilmesidir. Bunun
için epilasyon, laser epilasyon gibi yöntemler kullanılır. Tedavi var olan
kılları azaltmaz, yenilerinin çıkmasına engel olabilir.Hormon seviyelerinin normal olması sıklıkla rastlanan bir durumdur ve bu
durumda belirtiyi ortadan kaldırmaya yönelik çeşitli ilaçlar veya tüy
giderici yöntemler kullanılır.
Hormon seviyelerinin yüksek olması durumunda kaynağı baskılayıcı hormonal
tedavi yöntemleri uygulanır. Üretime başlamış kıl köklerinin üretimini kesmek
zor olduğundan bu tedavi ancak yeni kılların çıkmasını engelleyebilir.
Hafif hastalarda sadece
izlemeketerlidir. Orta veya şiddetli hastalıklarda menstrüel adet
düzensizlikleri de olan kadınlarda tedavi gerekir. Tıbbi tedavi adrenal
(böbrek üstü bezi) veya ovaryan (yumurtalık kökenli) androjen salgısını ve
periferal dönüşümü baskılamaya yöneliktir. Tedaviye cevap kıl siklusu
nedeniyle yavaştır, en erken 6 ayda iyileşme fark edilir. Hirsutizmin tıbbi
tedavisi tamamen başarılı değildir ve cevap oranı %23 ile 95 arasında
değişmektedir. Bu oran kullanılan ilaç ve doza göre değişir. Çoğu hastada
ilaç tedavisi bırakılınca bir süre sonra kıllar yeniden büyümeye başlar.
Hastaların tıbbi tedaviye verdiği cevaplar da farklıdır. Kozmetik amaçla
ağda, depilatör ve elektroliz uygulaması, ve traş yapılabilir.
Hirsutizm nedeni eğer nadir görülen bir ovaryan veya
adrenal tümör ise tedavi cerrahidir. Sık görülen polikstik over veya
idyopatik (ailevi) hirsutizmde ilaçla tedavi verilir, mekanik olarak
kılların yok edilmesi ve eğer hasta şişmansa zayıflama önerilir.
Kombine oral kontraseptifler, doğum kontrol hapları:
Hipofizer LH sekresyonunu inhibe ederek yumurtalıklardan erkelik
hormonlarının androjenlerin üretimini azaltır. İçindeki östrojen
karaciğerde SHBG üretimini artırarak biyolojik aktif serbest testosteronu
azaltır.
GnRH agonistleri:
Hipofizer FSH ve LH üretim ve salgısını baskılayarak yumurtalıklardan
hormon ve steroid üretimini menopoz düzeyine indirirler. Hipertekoz ve
hiperinsülinemi gibi diğer tedavilere cevap vermeyen hastalarda
kullanılabilir.
Deksametazon, kortizon: Böbrek üstü bezi
büyümesine (Adrenal hiperplaziye) bağlı hirsutizm durumlarında
ACTH’nın baskılanması için kullanılabilir.
Spironolakton:Aldosteron antagonisti bir diüretiktir.İdrar söktürücü ilaçtır.
Ülkemizde de sıklıkla kullanılmaktadır. Kıl folliküllerinde androjen
reseptörlerine testosteron ve DHT’nin bağlanmasını engelleyerek ederek
androjen etkisini bloke eder. Ovaryan ve adrenal androjen sentezini de
inhibe eder.
Siproteron Asetat: Androjen
reseptörlerine bağlanır, testosteron ve DHT un bağlanmasını kengelleyerek
onların androjenik etkilerini bloke eder.Sıklıkla düşük dozda bir doğum
kontrol hapı içinde kullanılır. Ülkemizde satılan 1Diane35" ve
Androcur" iismli ilaçlarda bulunur ve en sık tercih edilen tedavi şeklidir.
Flutamid:Prostat
kanseri tedavisinde kullanılan bir ilaç olan flutamid, androjen
reseptörlerine bağlanarak reseptörleri bloke eder.
Finasterid:
Benign iyi huylu
prostat hiperplazisinde kullanılır. Prostat ve deride testosteronun daha
güçlü olan DHT’ye dönüşümünü engeller
Zayıflama:
Obez, şişman ve
polikistik overli kadınlarda zayıflamaolduğu zaman , gonadotropin,
seks steroid, insülin salgısını azaltır ve insülin rezistansını
düzeltebilir. Ayrıca adet sikluslarını ve adet döngüsünü de düzelebilir.
Hirsutizm azalır. Zayıflama ilaçla tedavinin etkinliğini artırır ve
hızlandırır.
Fiziksel yöntemler,epilasyon:
İlaç tedavisiyle birlikte fiziksel tedaviden de
yararlanılabilir. Traş etme ve epilasyon geçici fiziksel yöntemlerdir.
Kalıcı yöntem olan elektroliz ile kıl folliküllerine bir iğne sokularak
galvanik akımla veya elektrokoterle dermal papilla yok edilir. Her kıl
follikülü yok edilemediğinden elektrolizden sonra bile % 20-50 kıl büyümesi
görülebilir. Son yıllarda hirsutizm tedavisinde lazer de kullanılmaktadır ve
son derece başarılı bir yöntemdir
Tüylenme, Aşırı
Kıllanma İle İlgili Sık Sorulanlar
1- Aşırı kıllanma ne
demektir?
Aşırı kıllanma; hipertrikaz ve hirşutism
biçiminde görülebilir.
Hipertrikaz vellus kıllarının (ince ayva tüyleri) terminal karakter
almasıyla gider. Irksal, kişisel ve ailesel kılIanma farklılıkları nedeniyle
normal ile ayırım zor olabilir.
Hirşutismus ise; kadınlarda ve çocuklarda erkek tipinde ve erkeksi dağılımda
(sakal, bıyık, göğüsler ve karında) terminal kıl artışına verilen addır.
2- Nedenleri neler olabilir?
Hipertrikoz yerel ya da yaygın olarak benler
üzerinde, travmatik olarak inflamasyonlarda, yerel kortikosteroid
enjeksiyonlarında, bazı dermatozlarda ve ilaç yan etkisi olarak ortaya
çıkabilir.
Hirşutismusun en sık nedeni polikistik over sendromu (yumurtalıklarda çok
sayıda kist ve kısırlıkla karakterli bir hastalık) dur. Ayrıca androjenlerin
aşırı salındığı yumurtalık, böbrek üstü bezi ve beyinde hormon kontrolünü
sağlayan bölgeler kaynaklı hastalıklarda ve ilaçlara bağlı olabilir. Ayrıca
kıl folliküllerinin androjenlere aşırı yanıtına bağlanan nedeninin
bulunamadığı hirşutism olguları da vardır.
3-Aşırı kıllanmanın tanısındaki önemli
noktalar nelerdir ?
Hastanın yaşı, bu yakınmasının ne zamandır
olduğu, birdenbire başlayıp başlamadığı, yerleşimi, ilaç kullanıp
kullanmadığı, eşlik eden belirti ve bulguların (deri ve saç yağlanması,
akne, menstrüel düzensizlik, saç dökülmesi, seste kalınlaşma, küçük
göğüsler, susuz kalma, erken ergenlik, kas kütlesinde artma, libido artışı,
klitoral hipertrofi), obezite ve diabetes mellitusun olup olmadığı da aşırı
kıllanmanın tanısında göz önünde bulundurulur.
4-Tedavi ilkeleri ne olmalıdır?
Altta yatan bir hastalık saptandığında buna
yönelik tedavi, ilgili klinik tarafından planlanmalıdır. Sadece uç-organ
aşırı duyarlılığına bağlı hirşutismus, ırksal ya da ailesel hipertrikoz
olguları kozmetik amaçla tedaviye alınır. Sistemik hastalığa bağlı
durumlarda da istenmeyen kıllardan kurtulmak için sistemik tedavi yanında
kozmetik yaklaşım da
gereklidir. Eğer altta yatan sebep ” polikistik over hastalığı” ise tedavi
buna yönelik yapılmalıdır
5-Kozmetik amaçla hangi yöntemler
kullanılabilir?
Hidrojen peroksit ile kılların rengi açılarak
maskelenebilir ya da traş, cımbız, ağda, depilatuvar kremler, elektroliz
(epilasyon) ve laser ile alınabilirler.
6- Bu yöntemlerin avantajları ve
dezavantajları nelerdir? Nasıl ve ne miktarda uygulanır?
Hidrojen peroksitle kılların renginin açılması
özellikle üst dudak ve kollardaki istenmeyen kıllarda uygulanır. 40 ml
hidrojen peroksit ve 7 ml % 20'lik amonyaktan karıştırılarak solüsyon elde
edilir, 5-10 dakika beklenir. Uygulaması ağrısızdır.Ama sık uygulama
gerektirir, koyu deri rengi üzerinde kozmetik olarak uygun görünmeyebilir ve
bazı kişilerde tahriş edici etkilere yol açabilir.
Traşlama, hem kılların kısa süre içinde büyümesi hem de cildi tahriş etme ve
folikülite yol açma riski nedeniyle genellikle önerilmez.
Cımbız ya da mekanik cımbız görevi gören "epilady" benzeri araçlarla yapılan
uygulama ağrılı, zaman alıcıdır ve kılların büyüme evreye girmesini
sağladığı için etkisi yaklaşık 2-3 hafta sürer.
Ağda ile kılların yok edilmesinde ağrı ve kısa kılların alınmaması
dezavantajlardır, yine kılların daha kısa sürede anajen evreye girmesi söz
konusudur, irritasyon ve follikülit ile pseudofollikülit e (kıl kökü
iltihabı ) yol açabilir. Thioglikolat içeren depilatuvar kremler, kılın yanı
sıra keratini de etkiledikleri için oldukça tahriş edicidir ve kılları deri
düzeyinde temizledikleri için de etkileri kısa sürelidir.
7-Elektroliz
yönteminin özellikleri nelerdir?
Elektroliz diğer yöntemlerden etkisinin kalıcı
olması ile ayrılır. Yüksek frekanslı elektrokoagülasyon yoluyla etki eder.
Bir iğne kıl köküne sokulur ve elektrod görevi görür. Tahrip edilen kıl
cımbız yardımı ile çıkarılır. Pahalı ve zaman alıcı bir yöntem olmasının
yanı sıra, deneyimli kişiler tarafından yapılması gerekir. Kılların yeniden
çıkma oranı % 40 civarındadır. Uygulama sırasında ağrı olması,
perifolliküler inflamasyon, skar, punktat hiperpigmentasyon ve seyrek olarak
bakteriyel enfeksiyon istenmeyen yan etkilerdir. Enfeksiyon bulaşmasının
önlenmesi için tek kullanımlık ya da kişiye özel iğneler kullanılmalıdır.
Genellikle elektroliz yerel ve kalın, kaba kılların yok edilmesi için
kullanılabilir.
8- Epilasyon için kullanılan lazerin
özellikleri nedir?
Lazer tek ve sabit dalga boyunda ışın üreten
bir sistemdir. Çeşitli dalga boyları insan dokusunun içerdiği çeşitli
bölümler içinde emilerek enerjilerini transfer eder ve bu alanı etkilerler.
Epilasyon lazerlerinin dalga boyu kıla ve deriye rengini veren melanin
tarafından emilir. Melanin kıl kökünde çok yoğun olarak bulunduğu için lazer
ışını, kıl bölümünü harap eder. Lazer epilasyonda kıl kökünün tam olarak
tahrip edilebilmesi için kılın anajen evrede olması gerekir. Bir bölgede
kılların tümü tek seansta tahrip edilmez.
9- Lazer epilasyonun etkinliği ve yan etkileri
nedir?
Lazer epilasyon açık tenli ve siyah kıllı
kişilerde daha etkilidir. 2.ve 3.uygu/amalar uyku evresindeki kılların
anajen evreye girmesinden sonra yapılır. Seanslar arası zaman yerleşim
yerine ve diğer kişisel farklılıklara bağlı olarak 4-16 haftadır. Laser
epilasyonun avantajları; zaman alıcı olmaması, % 30'un üzerinde kalıcı kıl
kaybı olması ve yeniden çıkan kılların eskiye oranla daha ince, daha açık
olması ve yavaş uzamasıdır.
Lazer uygulama öncesi ve uygulamanın bitimi sonrasında, 4-6 hafta süre ile
yüksek etkenli güneşten koruyucu krem kullanılması önerilir.
10-Dezavantajları nelerdir?
Pahalı olması, kişisel kıl
özelliklerine bağlı olarak (kılın rengi, kalınlığı, yerleşimi vb.) değişken
yanıt alınması, uygulama sonrası kısa süreli ödem ve eritem ve uzun dönemde
renk değişiklikleridir. Dermatolog ve plastik cerrah gibi deri konusunda
uzman hekimler tarafından uygulanmalıdır çünkü uygulama yapılacak deri
tipinin belirlenmesi, buna uygun enerjinin saptanması ve seansların hasta
kontrollerindeki bulgularına göre ayarlanması gerekir.
Geri
Polikistik
over sendromu nedir
Gebelikte
Tüylenme,Gebelikte epilasyon
|
|
|